Casusluk Davasında Bomba İtiraflar: 'Amerikan İstihbaratıyla Görüştük' Diyen Hüseyin Gün'ün Şok Açıklamaları
Casusluk Davasında İtirafçıdan Bomba Açıklamalar

Odasında sessizce oturuyordu, elleri hafifçe titriyordu. Sonra anlatmaya başladı - kelimeler dökülürken odanın havası ağırlaştı sanki. Hüseyin Gün'ün itirafları, sıradan bir pazartesi gününü Türkiye'nin en çok konuşulan davasına dönüştürdü.

Kim derdi ki bu kadarını anlatacak? Ama anlattı işte, tüm detaylarıyla. Amerikan istihbaratıyla yaptığı görüşmeler, buluşmalar, konuşulanlar... Hepsi tek tek döküldü savcılık tutanağına.

Gizli Görüşmelerin Perde Arkası

O görüşmeler - evet, o kritik temaslar - nasıl başlamıştı acaba? Gün'ün anlattıklarına bakılırsa, her şey çok 'sıradan' bir temasla başlamış. Ama sıradanlık nerede biter, casusluk nerede başlar? İşte bütün mesele bu.

"Amerikan istihbaratıyla da görüştük" cümlesi mahkeme salonunda yankılandığında, herkes nefesini tuttu. Bu kadar açık sözlü olacağını kimse beklemiyordu doğrusu.

İtirafçının Dilinden: Nasıl Yakalandım?

Şimdi düşünüyorum da - belki de en ilginç kısım burası - nasıl yakalandığını anlatışıydı. O anları tarif ederken sesi nasıl da titriyordu. İnsan ister istemez merak ediyor: Acaba pişman mı? Yoksa sadece görevini mi yapıyor?

  • İlk temas ne zaman oldu?
  • Görüşmeler hangi koşullarda gerçekleşti?
  • Hangi bilgiler paylaşıldı?
  • Karşılığında ne aldı?

Sorular havada uçuşuyor ama cevaplar o kadar net değil. Ya da belki de - daha doğrusu - her şey göründüğü kadar basit değil.

Savcılık Dosyasındaki Şok Detaylar

Dosya kalın, sayfalar sararmış - üzerinde 'ÇOK GİZLİ' damgası var. İçinde neler yok ki? Gizli buluşma noktaları, şifreli mesajlar, paravan şirketler... Hepsi tek tek dökülmüş ortaya.

En çarpıcı olanı ise görüşme kayıtları. Dinledikçe insanın tüyleri ürperiyor doğrusu. Kim kiminle, ne zaman, nerede buluşmuş? Hepsi kayıt altında.

"Bazı şeyleri söylemek zorundaydım" diyor Gün. Peki neden? İşte bunun cevabı henüz net değil.

Peki Ya Sonrası?

Mahkeme salonundaki herkes donup kalmıştı - hakim, savcı, avukatlar... Hepsi aynı soruyu soruyordu zihninde: Bundan sonra ne olacak?

Davada yeni tanıklar mı çıkacak? Başka itirafçılar da olacak mı? Yoksa bu sadece buzdağının görünen kısmı mı? Zaman gösterecek elbet.

Şu an için kesin olan bir şey var: Casusluk davaları Türkiye'de hiç bu kadar 'açık' olmamıştı. Her şey gün yüzüne çıkıyor - tüm çıplaklığıyla.