Güne damgasını vuran o operasyon haberi geldiğinde, İstanbul'da sabahın erken saatleriydi. Adeta bir gerilim filmi sahnesi gibiydi her şey - polis ekipleri 12 ili aynı anda sarmış, organize suç şebekesinin üyelerini tek tek avlıyordu.
Change aracı denilen dijital dolandırıcılık yöntemi... İnsanların hassas bilgilerini ele geçirip banka hesaplarını talan ediyorlardı. Ama artık oyunun kuralları değişmişti.
Operasyonun Anatomisi: Nasıl Yakalandılar?
Şafak vaktiydi, kapılar birer birer kırılıyordu. İstanbul'dan başlayıp 11 ile yayılan bu dev operasyonda, her detay titizlikle planlanmıştı. Polisin elindeki deliller o kadar güçlüydü ki, şüphelilerin kaçış şansı yoktu.
- İstanbul'da 26 şüpheli anında etkisiz hale getirildi
- Ankara'da 8 kişi gözaltına alındı
- İzmir'de operasyon sabahın ilk ışıklarıyla başladı
- Adana'dan Bursa'ya, Samsun'dan Kocaeli'ne kadar 12 farklı noktada eş zamanlı baskın
Ve işte o kritik soru: Nasıl bu kadar geniş bir ağı çözebildiler? Cevap, aylar süren dijital takipte yatıyordu.
Dijital İz Sürmenin Zaferi
Siber suçlarla mücadele ekipleri aylardır bu şebekenin peşindeydi. Dijital ortamda bıraktıkları en ufak iz bile takip edilmiş, her hareketleri kayıt altına alınmıştı. Adeta bir satranç oyunu gibiydi - her hamleleri önceden görülüyor, her kaçış planları bozuluyordu.
Operasyonun başarısı sadece sayılarla ölçülemezdi. Bu, organize suçla mücadelede bir dönüm noktasıydı. Dijital dolandırıcılık yöntemlerinin artık eskisi kadar güvenli olmadığını tüm dünyaya gösteren bir operasyon.
Şüphelilerin ifadeleri alınıyor, deliller toplanıyor. Adalet sistemi işliyor - yavaş belki, ama emin adımlarla. Bu operasyon sadece 74 kişiyi değil, belki de binlerce potansiyel mağduru kurtarmıştı.
Sonuçta, suçun dijitalleşmesi güvenlik güçlerinin de dijitalleşmesi anlamına geliyor. Ve bugün, bu denklemin doğru tarafında olduğumuzu bir kez daha gördük.