Göçmen kaçakçılığıyla mücadelede adeta bir şimşek hızıyla hareket eden kolluk kuvvetleri, ülke genelinde eş zamanlı düzenlenen operasyonlarla kayıt dışı göç ağlarına ağır bir darbe indirdi. Öyle ki, bu operasyonların boyutları gerçekten dikkat çekici düzeyde.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün koordinasyonunda gerçekleştirilen ve neredeyse tüm illeri kapsayan bu geniş çaplı harekât, tam 783 düzensiz göçmenin yanı sıra -inanması güç ama- 169 organizatörün de ele geçirilmesiyle sonuçlandı. Göçmen kaçakçılığı şebekelerinin çökertildiği bu operasyon, adeta organize suç dünyasında deprem etkisi yarattı.
Operasyonun Perde Arkası
Aslında bu operasyon bir gecede planlanmadı. Aylar süren titiz bir istihbarat çalışmasının ürünüydü. Göçmen kaçakçılığı yapan şebekelerin finansal akışlarından iletişim ağlarına kadar her detayı deşifre eden ekipler, adeta bir satranç oyunu gibi hamlelerini planladı. Ve nihayet doğru zaman geldiğinde, tüm piyonları aynı anda harekete geçirdi.
Operasyonun en çarpıcı yanı ise -söylemesi garip ama- yakalanan organizatörlerin profilleriydi. Aralarında daha önce benzer suçlardan sabıkası bulunanlar olduğu gibi, hiç beklenmedik isimler de vardı. Kimi lüks içinde yaşarken, kimi de sıradan bir hayat sürüyordu. İnsan düşünmeden edemiyor: Bu insanlar başkalarının hayatlarını nasıl bu kadar kolay riske atabiliyor?
Yakalanan Göçmenlerin Akıbeti
Yakalanan 783 düzensiz göçmen için süreç henüz bitmiş değil. Göç İdaresi Başkanlığı ekipleri, bu kişilerin kimlik tespit çalışmalarını sürdürürken, yasal süreçler de işletiliyor. Her biri için ayrı ayrı dosya açılıyor ve ülkelerine iade prosedürleri başlatılıyor. Bu süreçte insani koşulların sağlandığı yetkililer tarafından özellikle vurgulanıyor.
Operasyonun belki de en önemli sonucu, göçmen kaçakçılığı yapan şebekelere gözdağı vermesi oldu. Artık Türkiye'nin bu konuda daha hazırlıklı ve organize olduğu mesajı çok net verildi. Uzmanlara göre bu tür operasyonların düzenli aralıklarla tekrarlanması, kaçak göç girişimlerini ciddi oranda azaltacak.
Sonuç olarak, bu operasyon sadece istatistiksel bir başarı değil, aynı zamanda Türkiye'nin sınır güvenliği ve göç politikaları konusundaki kararlılığının da bir göstergesi. Göçmen kaçakçılığıyla mücadele edenler için moral, bu işi yapanlar içinse ciddi bir uyarı niteliğinde.
