İstanbul adeta bir film setini andıran bir operasyona sahne oldu. Sabahın erken saatleri... Şehrin farklı noktalarında eş zamanlı harekat. 'Sensin' operasyonu adı verilen bu çalışma, aslında aylardır süren teknik ve fiziki takibin son perdesiydi.
Dijital dolandırıcılık yapan organize bir şebekeyi hedef alan operasyonda, 8 şüpheli gözaltına alındı. İşin ilginç yanı, bu kişilerin tamamının 'siber suç' konusunda oldukça deneyimli olduğu iddia ediliyor. Neredeyse her biri farklı bir rolde: kimisi teknik altyapıyı hazırlıyor, kimisi mağdurlarla iletişime geçiyor, kimisi de paranın izini kaybettiriyor.
Operasyonun Perde Arkası
Emniyet yetkilileri aslında aylardır bu şebekenin peşindeymiş. İstanbul'da faaliyet gösteren bu yapı, özellikle internet üzerinden vatandaşları hedef alıyormuş. 'Sensin' kod adının verilmesiyse oldukça manidar - çünkü şebeke üyeleri, mağdurlara kendilerini resmi kurumlardanmış gibi tanıtıyorlarmış.
Operasyon sabah 06:00'da başlamış. 5 farklı adrese eş zamanlı baskın düzenlenmiş. Kapılar çalınmış, arama emirleri uygulanmış. İşte tam bu noktada ilginç bir detay: şüphelilerden birinin, operasyon ekibine "Beni nasıl buldunuz?" diye sorduğu belirtiliyor. Sanırım kendilerini gerçekten güvende hissettikleri bir sistem kurmuşlardı.
Ele Geçirilen Kanıtlar Şaşırttı
Operasyonda ele geçirilen deliller gerçekten dikkat çekici:
- 15 adet lüks sayılabilecek markalarda cep telefonu
- 7 adet dizüstü bilgisayar - hepsi yüksek kapasiteli modeller
- Sayısız hard disk ve USB bellek
- Dijital dolandırıcılıkta kullanıldığı iddia edilen özel yazılımlar
- Çok sayıda sahte evrak ve kimlik belgesi
Bu kadar çok dijital malzemenin ele geçirilmesi, şebekenin ne denli organize çalıştığını gösteriyor. Adeta küçük çaplı bir siber suç laboratuvarı kurmuşlar.
Mahkemeye Sevk ve Tutuklama Kararı
Gözaltına alınan 8 şüpheliden 4'ü, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanma kararı verilerek cezaevine gönderildi. Diğer 4 kişiyse adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yani her iki şüpheliden biri tutuklandı diyebiliriz.
Mahkeme süreci oldukça hareketli geçmiş. Savcılık, şüphelilerin organize suç örgütü üyesi olmak ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından yargılanmalarını talep etmiş. Savunma avukatlarıysa - tahmin edebileceğiniz gibi - müvekkillerinin masum olduğunu iddia etmiş.
İşin tuhaf tarafı, tutuklanan şüphelilerden birinin daha önce benzer suçlardan sabıkası bulunuyormuş. 'Tekerrür' denen şey sanırım sadece tarih kitaplarında kalmamış.
Operasyonla ilgili konuşan bir emniyet mensubu, "Bu tür şebekelerle mücadele etmek gerçekten zorlu bir süreç. Sürekli kendilerini yeniliyorlar, yöntem değiştiriyorlar. Ama biz de onların bir adım önündeyiz" diyor. Sanırım bu, dijital çağın kovalamacası.
İstanbul'da güvenlik güçlerinin bu tür operasyonları sıklaştıracağı konuşuluyor. Vatandaşların da internet üzerinden yapılan her türlü ödeme ve kişisel bilgi paylaşımında daha dikkatli olması gerekiyor. Sonuçta, sanal dünyada işlenen suçların çok reel sonuçları var.