Gözler yine adalet mekanizmasına çevrildi. Öyle ki, Aziz İhsan Aktaş'ın sözde lideri olduğu iddia edilen suç örgütü dosyası, beklenmedik bir hızla büyüyor. Tam da 'bu kadar' dediğiniz anda, soruşturmanın kolları iki yeni ile daha uzandı.
Kütahya ve Isparta... İşte bu iki kentte savcılık tarafından yürütülen soruşturmalar, örgüt yapılanmasının sanılandan çok daha geniş bir coğrafyaya yayılmış olabileceğini düşündürüyor. Bu gelişme, dosyayı takip edenler için aslında hiç de sürpriz sayılmazdı - zaten emareler uzun süredir bu yöndeydi.
Operasyonlar Art Arda Geliyor
Geçtiğimiz günlerde başlatılan operasyonlar dalga dalga yayılıyor. Kütahya'da, örgütle bağlantılı olduğu iddia edilen 3 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Isparta'da ise durum daha da karmaşık - en az 5 isim soruşturma kapsamına alındı.
Savcılık iddianamesinde yer alan bilgilere göre, söz konusu şahısların örgütün 'taşra yapılanması' içinde kritik roller üstlendiği öne sürülüyor. Kimi mali konularda, kimi de örgütün iletişim ağında etkinmiş. Yani her biri farklı bir puzzle parçası gibi.
Dosya Kalınlaşıyor
Aslında bu dosya, üzerine ne kadar eğilirseniz eğilin, her seferinde yeni detaylar ortaya çıkarıyor. Dosyanın içeriği giderek kabarıyor, iddialar ise birbirinden çarpıcı. Öyle ki, yargılamanın aylarca sürebileceği konuşuluyor.
Peki neden bu kadar önemli bu dava? Cevap basit: Örgütün iddia edilen yapılanması, devletin temel kurumlarına sızmakla suçlanıyor. Bu iddialar doğru çıkarsa, Türkiye'nin son yıllarda gördüğü en ciddi yargı süreçlerinden biriyle karşı karşıyayız demektir.
Yargı Hız Kesmiyor
Mahkeme süreçleri tüm hızıyla devam ederken, savcıların dosyayı her geçen gün biraz daha genişlettiği gözleniyor. Yeni tanıklar, yeni deliller, yeni iddialar... Sanki her gün yeni bir kapı açılıyor bu davada.
Kütahya ve Isparta'daki bu son gelişmeler, soruşturmanın sadece büyük şehirlerle sınırlı olmadığını gösterdi. Anlaşılan, örgüt iddia edildiği gibi gerçekten de ülke genelinde yapılanmış. Bu da yargının işini hiç şüphesiz zorlaştırıyor.
Sonuç olarak, bu dosya Türkiye'nin gündeminden çok uzun süre düşmeyecek gibi görünüyor. Her yeni gelişme, toplumun adalete olan inancını test ediyor adeta. Yargının son kararı ne olursa olsun, bu davanın Türkiye'nin hukuk tarihinde önemli bir yer edineceği kesin.