Heyecanla yayılan o iddialar, adeta orman yangını gibi sosyal medyayı sarmıştı. Herkes birbirine soruyordu: "BTK'nin sistemleri mi çöktü? Kişisel verilerimiz güvende mi?" İşte tüm bu sorulara yetkililerden net bir yanıt geldi.
BTK yetkilileri, öyle söylendiği gibi bir veri sızıntısı felaketi yaşanmadığını özellikle vurguladı. Kurumun siber güvenlik duvarlarının sağlam olduğunu, sistemlerinde herhangi bir açık bulunmadığını belirttiler. Yani o meşhur deyimle, evdeki hesap çarşıya uymamıştı.
Peki Bu Dedikodular Nereden Çıktı?
Kim bilir, belki de iyi niyetle başlayan bir endişenin kontrolden çıkmasıydı ya da kasıtlı bir manipülasyon... BTK'nin yaptığı teknik incelemeler, iddiaların tamamen asılsız olduğunu gösteriyor. Şöyle ki; altyapılar düzenli olarak taraniyor ve olası tehditlere karşı anında müdahale ediliyor.
Konuyla ilgili konuşan bir BTK yetkilisi, "Vatandaşlarımızın içi rahat olsun" dedi ve ekledi: "Bizim için en kıymetli şey, onların güvenliği. Bu tür asılsız haberler maalesef toplumda paniğe yol açabiliyor."
Peki Ya Sonra?
Böyle durumlarda ne yapmalı? İşte size küçük bir tavsiye: Sosyal medyada gördüğünüz her bilgiye hemen inanmayın. Resmi kaynakları takip etmek en doğrusu. BTK de zaten vatandaşları bu konuda uyardı - bilginin kaynağını her zaman kontrol edin.
Kurum, ayrıca, siber güvenlik konusundaki çalışmalarının aralıksız devam ettiğinin altını çizdi. Yapay zeka destekli sistemlerle 7/24 izleme yapılıyor ve olası anomaliler anında tespit ediliyor. Yani uykuya dalmış devlet kurumları klişesinin bu seferki muhatabı değil BTK.
Kısacası, digital çağın getirdiği en büyük zorluklardan biri de dezenformasyon. Bugün BTK, yarın başka bir kurum... Asıl sızıntı, bazen verilerde değil, bilgi kirliliğinde olabiliyor. Akıllı olmakta fayda var.
