Kim demiş sosyal medyada her şey mübahtır diye? Genç bir motosiklet tutkunu, bu tehlikeli yanılgıyı bedeliyle öğrendi desek yeridir. İstanbul'un kalabalık caddelerinde, sanki bir aksiyon filmi çekiyormuşçasına, motosikletiyle akla hayale sığmayan numaralar yapmıştı.
Tek eliyle giderken diğeriyle çektiği o görüntüler... Tam bir 'beğeni manyağı' vakasıydı aslında. Düşünsenize, trafik canavarına dönüşmüş, hem kendi hayatını hem de başkalarınınkini hiçe sayıyor. Sosyal medyada 'fenomen' olma hayali, onu bu pervasızca davranışa sürüklemişti.
Dijital Ayak İzi Adalete Ulaştırdı
O anları kaydedip paylaşırken bir şeyi unutmuştu: dijital dünyada hiçbir şey gerçekten silinmez. Paylaştığı o 'havalı' görüntüler, kendi aleyhine dönen bir silaha dönüştü. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, sosyal medyada dolaşan bu tehlikeli görüntülere anında el koydu.
Neredeyse bir dedektiflik hikayesi gibiydi. Siber suçlarla mücadele ekipleri, genç sürücünün izini sürmekte gecikmedi. Görüntüleri analiz edip, motosikletin plakasından kimliğine ulaşmak -düşününce- hiç de zor olmadı.
Cezası Hiç de Hafif Değil
Sonuç mu? Beklediği gibi 'like' yağmuru yerine, trafik cezaları yağdı başına. İşin komik tarafı, o görüntüleri çekerken ne kadar 'havalı' göründüğünü sanıyorsa, emniyet kayıtlarındaki ifadesinde o kadar küçülmüştü.
- Trafik güvenliğini tehlikeye atmaktan ceza
- Dikkatsiz ve tehlikeli araç kullanma suçlaması
- Diğer sürücüleri ve yayaları riske atma hali
Aslında bu olay hepimize ibretlik bir ders veriyor: Sosyal medyada paylaşacağınız her içerik, sizin hakkınızda konuşuyor. Bazen beğeni toplamak için yaptıklarınız, hayatınızın en pahalı 'beğenilerine' dönüşebilir.
Genç adam şimdi -umarız- daha akıllıca davranacak. Belki de bu ceza, onu daha büyük bir kazadan korudu kim bilir? Trafikte şov yapmak yerine, güvenli sürüşün daha 'cool' olduğunu anlayacaktır herhalde.