Olay gecesinin üzerinden neredeyse bir hafta geçti, ama sokaklar hâlâ o sisli perdenin ardında kalmış gibi. İstanbul'un o her zamanki ritmi içinde, kimsenin beklemediği bir anda patlayan silah sesleri... Sonra ambulanslar, polis sireni, karmaşa.
Ünlü rapçi Çakal, o kaotik anların ardından ilk kez mikrofonlara konuşmanın, sevenlerini meraktan kurtarmanın zamanı geldiğine karar vermiş belli ki. Sosyal medya üzerinden yaptığı canlı yayında yüzündeki ifadeyi okumak zordu belki, ama ses tonundaki o hafif titreme, olayın şokunu hâlâ üzerinden atamadığını ele veriyordu.
"İyiyim, yürüyebiliyorum" dedi, kısa ve net. Belki de binlerce soruya cevap niteliğindeydi bu cümle. Hayranlarının en çok merak ettiği şey buydu sonuçta: Ayaklarının üzerinde durabiliyor muydu? Cevap evetti.
Peki ya sonrası? Tedavi süreci nasıl ilerliyor? İşte orası biraz daha puslu. Hastane koridorlarında geçen günler, doktorların gelip gidişi, tedavi planları... Tüm bunlar, sanatçının özel hayatının bir parçası olarak kalmaya devam ediyor. Ama şunu söylemek mümkün: Moralini yüksek tutmaya, iyileşmeye odaklanmış durumda. Olayın ardındaki sis perdesi ise henüz tam olarak kalkmış değil. Soru işaretleri, cevaplanmayı bekliyor.
Bu tatsız hadise, bir kez daha gösterdi ki ışıkların parladığı sahnelerin ardındaki hayatlar, bazen beklenmedik sürprizlerle dolu olabiliyor. Çakal'ın sevenleri ve müzik camiası, onun sağlığına kavuşması için dualar ediyor. Umarız, en kısa sürede sahnelerdeki o enerjik haline yeniden kavuşur.
