
Gözlerinizin önüne getirin: Ekranlarda gördüğünüz o korkunç sahneler bir anda sizin kapınızı çalıyor. İşte Abdulkadir Tokyaz tam da bu acıyı yaşayanlardan biri. Kardeşi Ayşe Tokyaz'ın maruz kaldığı şiddet, ailenin hayatını altüst etmiş.
"Biz bunları hep uzaktan izliyorduk," diyor Abdulkadir, sesi titreyerek. "Ama bir sabah uyandığımızda, o korkunç gerçekle yüzleştik."
Ekranlardan Gerçek Hayata: Bir Ailenin Dramı
O günleri anlatırken kelimeler adeta boğazında düğümleniyor. Medyada yer alan görüntülerin ardından aileye yönelik tehditler artmış. Komşuların bakışları değişmiş, kapılar yavaşça kapanmaya başlamış.
"İnsanlar bize acıyarak bakıyordu," diye ekliyor. Sanki biz de o korkunç olayın bir parçasıymışız gibi...
Şiddetin Psikolojik Etkileri: Yara Derin
Psikolojik olarak tükenmiş durumdalar. Uyku düzenleri altüst olmuş, en ufak bir seste irkiliyorlar. "Televizyon açmaya korkar olduk," diye itiraf ediyor Abdulkadir. Çünkü ekranlarda gördükleri her şiddet haberi, kendi yaşadıklarını hatırlatıyor.
- Geceleri uyuyamama korkusu
- Sosyal hayattan çekilme
- Sürekli tetikte olma hali
Ve en acısı? Toplumun tepkisi... İnsanların yargılayıcı bakışları, fısıltılar, dedikodular. Sanki suç onlarmış gibi.
Bir Umut Işığı: Dayanışmanın Gücü
Ama her şeye rağmen pes etmiyorlar. Bazı komşuları, dostları yanlarında durmuş. "Bizi dinleyen, anlamaya çalışan insanlar oldu," diyor Abdulkadir, gözlerinde minnetle.
Belki de en önemlisi, artık susmayacaklarını bilmek. Yaşadıklarını anlatmaya, başkalarının da aynı acıyı çekmemesi için mücadele etmeye kararlılar.
Çünkü biliyorlar ki, şiddet sadece ekranlarda kalmamalı. Gerçek hayatta da görülmeli, konuşulmalı ve durdurulmalı.