Duydunuz mu? Batı Şeria'nın o bildik hüzünlü tepelerinde yine insanlık dışı bir sahne yaşandı. İsrailli yerleşimciler - ki onlara yağmacı demek daha doğru olur - bu kez savunmasız hayvanları hedef aldılar.
Salı günü, sabahın erken saatlerinde... Henüz güneş doğmamıştı ki, bir grup silahlı İsrailli yerleşimci Halil kentine bağlı bir çiftliğe ansızın girdi. Ne mi yaptılar? Düşünün: sessizce otlayan, kendi halindeki koyunlara acımasızca saldırdılar.
Olayın Bilançosu Ağır
Gözlerime inanamadım doğrusu. Tam 35 koyun telef oldu bu vahşette. Hayvanların bir kısmı bıçaklanmış, diğerleri ise sopalarla dövülerek öldürülmüş. Geride kalanlar? Onlar da ağır yaralı ve şok içinde.
Filistinli çiftçi Ebu Ali - ki ismini korumak zorundayız - yıllardır geçimini bu hayvanlarla sağlıyordu. "Sabah ahıra gittiğimde gördüğüm manzara karşısında ayakta duramadım" diyor gözleri dolu dolu. "Sadece hayvanlarım değil, geleceğim de öldürüldü."
Bölgedeki Gerilim Tırmanıyor
Bu olay, maalesef tek başına değil. Son haftalarda İsrailli yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırıları giderek artıyor. Tarlalar yakılıyor, evlere zarar veriliyor, şimdi de hayvanlar hedef alınıyor.
Yerel yetkililer bu saldırıyı "sistematik terör" olarak nitelendiriyor. Aslında bakarsanız, bu tür olayların amacı Filistinlileri topraklarından göçe zorlamak. Psikolojik savaşın bir parçası yani.
Uluslararası toplum ne diyor peki? Her zamanki gibi sessizlik! Belki de artık bu tür haberler olağan hale geldiği için kimse tepki göstermiyor. Ya da kimsenin umurunda değil, hangisi daha kötü bilemedim.
Çiftçinin Çaresizliği
Ebu Ali'nin hikayesi aslında binlerce Filistinlinin hikayesi. "Ne yapacağımı bilmiyorum" diye yakınıyor. "Koyunlarım sadece hayvan değildi, onlar benim ailemin ekmeğiydi. Çocuklarımın okul masrafları, evimizin ihtiyaçları... Hepsi bu hayvanlara bağlıydı."
İsrail yetkililerden herhangi bir açıklama geldi mi? Tabii ki hayır. Zaten genellikle bu tür olaylarda ya sessiz kalıyorlar ya da "soruşturma başlattık" deyip geçiştiriyorlar.
Filistin tarafı ise uluslararası kuruluşlara çağrıda bulundu. Ama biliyor musunuz, bu çağrılar genellikle duvara çarpıyor. Sanki kimse duymak istemiyor gibi.
Bu vahşet sadece hayvanlara yönelik değil aslında. İnsanlığa, merhamete, vicdana yönelik bir saldırı. Umarım bir gün bu tür haberleri yazmak zorunda kalmayız. Ama o gün ne zaman gelecek, kim bilir...
