Konya'da yaşanan ve insanın kanını donduran bir olay, aile içi şiddetin ne kadar vahim boyutlara ulaşabildiğini bir kez daha gösterdi. Aslında her şey sıradan bir boşanma süreci gibi başlamıştı ta ki o korkunç an gelene kadar.
Mehmet K. ile eşi -ki ismini vermeyelim, zaten yeterince acı çekti- aylardır boşanma davası nedeniyle ayrı yaşıyorlardı. Biliyorsunuz, bu tür süreçler zaten başlı başına stresli oluyor ama kimse böylesine kanlı bir final beklememişti doğrusu.
O Gün Her Şey Çok Farklı Başladı
O lanet gün, Mehmet K. eşini telefonla arayıp "gelip bazı eşyalarını almak istediğini" söyledi. Görünüşte masum bir talep gibi duruyordu ama altında yatan niyet çok daha karanlıktı. Kadın, belki de içindeki o kötü hisse kulak vermeliydi ama kim tahmin edebilirdi ki?
Kadın kapıyı açtığında karşısında elinde bıçakla bekleyen kocasını görünce donup kaldı. İnsanın inanası gelmiyor ama bazen gerçekler kurgudan daha acımasız olabiliyor.
Saniyeler İçinde Cehenneme Döndü
O anda her şey o kadar hızlı oldu ki... Mehmet K., hiçbir uyarıda bulunmadan, hiçbir şey söylemeden eşine saldırdı. Bıçak darbeleri birbirini izlerken, kadının çığlıkları apartmanın duvarlarında yankılandı. Komşuların yardımına koşmasıyla kısa sürede olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.
Sanırım en trajik olanı, bu tür olayların aslında önlenebilir olması. Ama ne yazık ki önleyemiyoruz.
Kurtuluş Yokmuş Gibi Görünüyordu Ama...
Olay yerine gelen sağlık ekipleri, ağır yaralı kadını derhal hastaneye kaldırdı. Doktorların yoğun çabaları sonucu kadının hayati tehlikesi ortadan kalktı - ki bu en azından bir nebze olsun içimizi rahatlattı. Yine de fiziksel yaraların iyileşmesi, psikolojik travmanın üstesinden gelmekten çok daha kolay olacak gibi görünüyor.
Polisin hızlı müdahalesiyle olay yerinden kaçamayan zanlı Mehmet K., gözaltına alındı. İfadesinde ne söyledi bilmiyorum ama bu kadar vahşetin nasıl bir mazereti olabilir ki?
Adalet Yerini Bulacak Mı?
Savcılık ifadesinin ardından Mehmet K. çıkarıldığı mahkemece "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlamasıyla tutuklandı. Yani en azından bir süre daha kimseye zarar veremeyecek.
Bu tür olaylar bana şunu düşündürüyor: Acaba toplum olarak biz nerede hata yapıyoruz? Nasıl oluyor da bir insan, bir zamanlar sevdiği kişiye bu kadar acımasızca davranabiliyor? Cevabını bilmiyorum ama bildiğim bir şey var - bu korkunç bir şey.
Kadının sağlık durumunun stabil olduğu bildirildi ama eminim ki yaşadığı korku ve travma, onu uzun süre etkilemeye devam edecek. Umarım bir gün bu tür haberleri okumak zorunda kalmayız.
