Düşünsenize, sıradan bir günde sosyal medyada gezinirken karşınıza aniden şiddet içeren görüntüler çıkıyor. İşte tam olarak bu, birkaç gün önce İstanbul'da yaşandı. Olay, sosyal medyanın karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Olayın merkezinde, adeta kendi işlediği suçu belgelemekten çekinmeyen bir şüpheli var. Bir başka vatandaşa uyguladığı şiddeti cep telefonu kamerasıyla kayda almakla yetinmemiş, bu görüntüleri sosyal medya platformlarında paylaşma cüretini göstermiş.
Polis Hızlı Hareket Etti
Paylaşılan görüntüler kısa sürede yayılmaya başlayınca, durum polis birimlerinin radarına girdi. Ve bu noktada işler tersine döndü. Sanılanın aksine, dijital dünyada yapılan her paylaşımın bir iz bıraktığını unutan şüpheli, emniyet güçlerinin yürüttüğü teknik ve fiziki takip sonucunda kısa sürede locate edildi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri, adeta bir balık ağı gibi ördükleri operasyonla şüphelinin izini sürdü. Nihayetinde, zanlının saklandığı adrese yapılan baskınla gözaltı işlemi gerçekleştirildi. Şüphelinin, olay anına ait video kayıtlarını silmeye fırsat bulamadan ele geçirildiği belirtiliyor.
"Sanal Dünya Gerçek Suçların Saklanma Yeri Değil"
Olayla ilgili konuşan bir güvenlik kaynağı, oldukça net ifadeler kullandı: "Sosyal medya platformları, suç delillerini sergileme podyumu değildir. Vatandaşlarımızın can güvenliği bizim için her şeyden önemli. Bu tür vakalarda operasyonel süreci en hızlı şekilde yönetiyoruz."
Peki ya şiddete maruz kalan kişi? Mağdurun sağlık durumunun iyi olduğu ve gerekli desteği aldığı öğrenildi. Olayın psikolojik etkilerinin atlatılması için de çalışmaların sürdüğü ifade ediliyor.
Şüphelinin ise savcılık işlemlerinin ardından nöbetçi mahkemeye sevk edilmesi bekleniyor. 'Dijital ayak izi' kavramını hafife alanlar için bu olay, aslında oldukça sert bir ders niteliğinde. Çünkü görünen o ki, sanal alemde işlenen gerçek suçların cezasız kalmayacağı bir kez daha anlaşılmış oldu.
