Güney'in sakin şehri Isparta, dün akşam saatlerinde yürekleri dağlayan bir vahşete tanıklık etti. Öyle bir olay ki, insanın 'bu kadar da olmaz' dedirtecek cinsten. Görenlerin inanamadığı, duyanların kanlarının dondurduğu bu korkunç hadise, aslında hepimizin 'masum' diye bildiği canlılara reva görüldü.
Sokaklarımızı paylaştığımız, kimisinin sevip okşadığı, kimisinin kapısının önüne bir kap yemek bıraktığı o savunmasız dostlarımız... Onlar bu kez insan denilen varlığın en karanlık yüzüyle karşı karşıya kaldılar.
O Görüntüler Yürek Burktu
Olay, Isparta'nın merkezinde, sıradan bir mahallede patlak verdi. Komşuların 'acaba?' diye düşünmeye başladığı o şüpheli sessizlik, yerini çok geçmeden içler acısı manzaralara bıraktı. Birkaç sokak hayvanının -evet, bizim o masum komşularımızın- uzuvları kesilmiş halde bulunmasıyla her şey su yüzüne çıktı.
İnsanın aklının almakta zorlandığı bu vahşeti kim, neden yapmış olabilir? Sorusu havada kalsa da, geride bıraktığı acı ve öfke hepimizin yüreğine işledi adeta.
Bölge Sakinlerinden İsyan Var
Mahalle sakinleri olan biteni anlamakta güçlük çekiyor. 'Bizim mahallede böyle şeyler olmazdı' diyen yaşlı bir teyze, gözyaşlarını tutamıyor. Genç bir delikanlı ise öfkesini gizlemiyor: 'Bu nasıl bir vicdansızlık? Hayvanlardan ne istiyorlar?'
Ortalıkta dolaşan dedikodular, söylentiler... Kimi 'psikopat biri var' diyor, kimi 'organize bir şey' olduğundan şüpheleniyor. Ama gerçek şu ki, o masum canlar artık yok. Ve onlara bunu reva görenler hâlâ aramızda dolaşıyor.
Sosyal Medya Ayağa Kalktı
Olayın duyulmasıyla birlikte sosyal medya adeta kıyameti kopardı. Isparta hashtag'leri altında toplanan yurttaşlar, yetkilileri harekete geçmeye çağırıyor. Hayvan sever dernekleri ise konuyu en üst mercilere taşıyacaklarını açıkladı bile.
Peki ya sonra? Bu tür olaylar hep olduğu gibi unutulup gidecek mi? Yoksa bu sefer gerçekten bir şeyler değişecek mi? Bilemiyorum ama şunu söyleyebilirim: Toplum olarak artık bu tür vahşetlere seyirci kalmamalıyız.
Veteriner hekimlerin yaptığı ilk incelemeler, hayvanlara yapılan işkencenin 'profesyonelce' olmadığını gösteriyor. Yani bu işi yapanlar, ne bir kasap ne de bir cerrah. Sıradan -ya da sıradan olmayan- insanlar. Belki de komşumuz, belki de her gün selamlaştığımız biri.
Yetkililer Ne Diyor?
Emniyet yetkilileri konuyla ilgili soruşturma başlattıklarını duyurdu. Kamera kayıtları inceleniyor, tanık ifadeleri toplanıyor. Ama işin garip tarafı, böyle olaylarda genellikle failler bir türlü bulunamıyor. Ya da bulunsa da cezalar yeterli olmuyor.
Hayvan hakları konusunda son yıllarda önemli adımlar atılsa da, görünen o ki önümüzde daha alınacak çok yol var. Belki de asıl mesele yasalar değil, insanların zihniyetinde yatıyor.
Isparta'da yaşanan bu acı olay, aslında hepimize bir ayna tutuyor. Toplum olarak ne kadar duyarlıyız? Komşumuz dediğimiz o masum canlıları gerçekten görüyor muyuz? Yoksa sadece kendi dünyamızda mı yaşıyoruz?
Bu soruların cevabını hep birlikte vermek zorundayız. Çünkü bugün onlar, yarın belki de başka canlar hedef olacak. Ve unutmayalım ki, bir toplumun medeniyet seviyesi, hayvanlara nasıl davrandığıyla ölçülür.