Kocaeli'nin Derince ilçesinde, adeta bir kabus gibi başlayan bir gün... Aile Sağlığı Merkezi'nde görev yapan Dr. Alperen K., rutin muayenelerini yaparken hiç beklemediği bir anda kendini şiddetin ortasında buldu.
Olay, öğle saatlerinde patlak verdi. Bir hasta yakını—nedenini hala tam olarak anlayamadığımız bir öfkeyle—doktora fiziksel saldırıda bulundu. İnanması güç ama bu, sıradan bir tartışmanın çok ötesinde, tam anlamıyla bir terördü.
Sağlık Çalışanları Yine Hedefte
Salondaki diğer hastalar ve personel donakaldı. Bir anda her şey altüst olmuştu. Gürültüyü duyan hemşireler ve güvenlik hemen müdahale etti—ama ne yazık ki geç kalmışlardı bile.
Dr. Alperen K.'nin yüz bölgesinden yaralandığı öğrenildi. Ambulansla hastaneye kaldırılan doktorun, tedavisinin ardından durumunun stabil olduğu açıklandı. En azından bu küçük bir teselliydi.
Şüpheli Gözaltında
Saldırgan olarak tanımlanan şahıs, olay yerinden kaçmaya fırsat bulamadan gözaltına alındı. Emniyet yetkilileri, soruşturmanın titizlikle sürdüğünü belirtiyor. Peki ya sonra? Bu tür olayların ardından hep aynı sorular havada kalıyor.
Sağlık çalışanları—bizim için canla başla çalışan bu insanlar—neden hala hedef halindeler? Her gün onlarca benzer vaka yaşanıyor ve çözüm üretmekte yetersiz kalınıyor.
Derince İlçe Sağlık Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, "Mesai arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, bu tür olayların bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz" ifadelerine yer verildi. Ancak temenniler yetmiyor artık—somut adımlar gerekiyor.
Toplumsal Bir Yara: Sağlıkta Şiddet
Bu olay, sadece Kocaeli'nin değil, tüm Türkiye'nin kanayan yarası haline gelen sağlıkta şiddet sorununu bir kez daha gözler önüne serdi. Doktorlar, hemşireler, sağlık teknisyenleri—hepsi risk altında.
Belki de en trajik olanı, bu saldırıların sıradanlaşması. Artık neredeyse 'günlük haber' kategorisine girdi bu vakalar. Oysa her biri, onlarca sağlık çalışanının mesleki heyecanını ve insani güven duygusunu zedeliyor.
Uzmanlar, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için daha etkili yasal düzenlemeler ve caydırıcı cezalar gerektiğinin altını çiziyor. Ama bence asıl ihtiyaç duyduğumuz şey, toplumsal bilinçlenme.
Sonuç olarak, Derince'de yaşanan bu üzücü olay, hepimizin yüzleşmesi gereken acı bir gerçeği bir kez daha hatırlattı: Şiddet asla çözüm değil—hele ki hayat kurtaran ellere yöneldiğinde...