Kahramanmaraş'ta Dehşet: 11 Yaşındaki Kızın Gözleri Önünde Annesi Vahşice Dövüldü!
Kızın Gözü Önünde Anne Vahşice Dövüldü!

Kahramanmaraş'ta yaşanan olay, adeta bir kabus gibiydi. Öyle ki, insanın içini acıtan, yüreğini burkan türden... Düşünsenize, henüz 11 yaşında bir kız çocuğu, hayatının baharında, dünyayı yeni yeni tanımaya çalışırken neylesin? Annesinin göz göre göre dövülüşünü izlemek zorunda kaldı.

Olayın detaylarına gelince... Aslında her şey o sıradan günde başladı. Kimse böyle bir vahşetin yaşanacağını tahmin edemezdi elbette. Fakat ne yazık ki hayat bazen en acımasız yüzünü gösteriveriyor insana.

Gözler Önündeki Vahşet

Küçük kızın çığlıkları, o gün sokakları inletmişti. 'Anneciğim!' diye haykırışı hâlâ kulaklarda yankılanıyor gibi. İnsan, böyle bir manzaraya nasıl dayanır bilemiyorum doğrusu. Çocuk dediğin korunmaya muhtaçtır, sevgiyle büyümeli, şiddetten uzak durmalı.

Oysa bu masum yavru, tam tersini yaşadı. En güvende hissetmesi gereken yerde, en acımasız sahneye tanık oldu. Psikolojisinin ne hale geldiğini düşünmek bile insanı kahrediyor.

Kamera Kaydı Her Şeyi Anlatıyor

O anların kameraya yansıması ise işin bir başka vahim boyutu. Görüntülerde açıkça görülüyor ki -ki bunu söylerken midem bulanıyor- saldırganlar hiç acımadan, insanlıklarını unutmuş bir şekilde hareket ediyorlar. Sanki karşılarında bir insan değil de bir nesne varmış gibi...

Peki neden? Niye böyle oldu? Bu soruların cevabını bulmak gerçekten zor. Belki de cevabı yok. Çünkü hiçbir gerekçe böyle bir vahşeti haklı çıkaramaz.

Toplumsal Yaralarımız

Bu olay aslında hepimize bir ayna tutuyor. Şiddetin ne denli yaygınlaştığını, insanların nasıl duyarsızlaştığını gösteriyor. Acaba biz nerede hata yapıyoruz? Nasıl oldu da bu hale geldik?

Kadına yönelik şiddet -ki bu konuda istatistikler hiç de iç açıcı değil- maalesef toplumumuzun kanayan yarası olmaya devam ediyor. Her gün yeni bir vaka, yeni bir acı... Bu döngü nasıl kırılacak?

Uzmanlar diyor ki: 'Şiddetle mücadele etmek için önce eğitim şart.' Haklılar da... Ama sadece eğitim yetmiyor galiba. Toplum olarak bilinçlenmemiz, duyarlı olmamız gerekiyor.

Sonuç ve Beklentiler

O küçük kız ve annesi şimdi ne durumda bilmiyorum. Umarım adalet yerini bulur da bu zulmü yaşayanlar en azından bir nebze olsun rahatlar. Çünkü biliyorsunuz, Türkiye'de son zamanlarda kadına şiddetle ilgili yasalar var ama uygulamada sıkıntılar devam ediyor.

Bu tür olayların tekrarlanmaması için -ki bunu çok istiyorum- toplumun her kesimine görev düşüyor. Komşular, akrabalar, arkadaşlar... Herkes üzerine düşeni yapmalı.

Son sözüm şu: İnsan olmak, sadece nefes alıp vermek değildir. Birbirimize saygı duymak, sevgi göstermek, acıları paylaşmaktır. Unutmayalım ki, bugün başkasının başına gelen yarın bizim de başımıza gelebilir.