
Hollywood'un korku dolu dizisi The Walking Dead'in sevilen yıldızı Norman Reedus, bu kez ekran dışında çok daha ürpertici bir hikâyenin başrolünde. Öyle ki, setteki zombilerden çok daha korkunç iddialar gün yüzüne çıktı.
Eski sevgilisi ve süpermodel Helena Christensen'la olan ilişkisi, hiç de sanıldığı gibi romantik bir hikâye değilmiş meğerse. İddialara göre Reedus, Christensen'a fiziksel şiddet uygulamakla kalmamış, bir keresinde onu tekmeleyerek yere fırlatmış. Bu, tabii ki, buzdağının sadece görünen kısmı.
Baba-Oğul İlişkisi: Disiplin mi, İstismar mı?
Ortak çocukları Mingus Reedus'un büyüme süreci ise tam bir kabusa dönüşmüş. Norman Reedus'un oğluna karşı nasıl bir 'disiplin' anlayışı olduğunu duymak, gerçekten de tüyleri diken diken ediyor. Anlatılanlara göre küçük çocuğu, saatlerce karanlık bir odada tek başına kilitli tutmak, Reedus'un sıradan ceza yöntemlerinden biriymiş.
Bu davranışlar, çocuk gelişimi uzmanlarına göre, açıkça duygusal istismar sınırlarına giriyor. Bir ebeveynin, çocuğunu korkuyla terbiye etmeye çalışması, telafisi zor yaralar açabiliyor. Mingus'un bu travmatik deneyimlerden nasıl etkilendiği ise merak konusu.
Şiddetin Gölgesinde Bir İlişki
Reedus ve Christensen'ın aşkı, 90'ların sonunda moda dünyasını sallamıştı. Güzel çiftin görüntüleri her dergideydi. Ama perde arkası, ön yüzden çok farklıymış. Yakın kaynaklar, Reedus'un öfke kontrol problemi olduğunu ve Christensen'ın bu durumdan ciddi şekilde mustarip olduğunu defalarca dile getirmiş.
Bir keresinde yaşanan şiddet olayı o kadar şiddetliymiş ki, Christensen kendini fiziksel ve duygusal olarak tamamen tükenmiş hissetmiş. İlişkinin bitişi de, büyük olasılıkla, bu dayanılmaz noktadan sonra gerçekleşmiş.
Peki, Norman Reedus bu iddialara nasıl yanıt verdi? Şimdilik suskunluğunu koruyor. Belki de susarak kabul ediyordur, kim bilir? Hollywood'un parıltılı dünyasında, ünlülerin karanlık sırları her zaman var olagelmiştir. Reedus'un durumu da, ne yazık ki, bu sırlardan sadece biri.
Bu olay, ünlülerin özel hayatlarının her zaman göründüğü gibi olmadığını bir kez daha hatırlatıyor. İnsanlar bazen en sevdikleri karakterleri canlandıran oyuncularla, gerçek hayatta karşılaşmak istemeyebilirler. Norman Reedus da, anlaşılan o ki, Daryl Dixon'dan çok daha farklı biri.