Gözlerimizi korkuyla açtığımız bir haber daha. Kayseri'de, adını vermekten imtina ettiğim bir ortaokulda, neredeyse inanmakta güçlük çekeceğiniz bir olay yaşandı. Bir çocuk - evet, sadece bir çocuk - okulun koridorlarında güvende olması gereken bir yerde, akranlarının uyguladığı şiddet sonucu beyin kanaması geçirdi.
Olay öyle sıradan bir kavga falan değil, kesinlikle değil. Görgü tanıklarının anlattıkları tüyler ürpertici: bir grup öğrenci, mağdur çocuğu bilerek ve isteyerek - bunu söylemek ne kadar acı - itip kakmış, kafasını duvara vurmuşlar. Ve sonrası? Çocuk aniden yere yığılıvermiş.
O Anları Yaşayanlar Anlatıyor
"Birden bire rengi bembeyaz oldu," diyor olaya tanık olan bir öğrenci, sesi titreyerek. "Sonra gözleri arkaya döndü, hiç unutamıyorum o anı." Okul yönetimi ilk müdahaleyi yapmış ama - işte burası gerçekten can sıkıcı - durumun ciddiyetini hemen kavrayamamışlar sanki.
Aileye haber verilmiş tabii ki, oğullarını hastaneye kaldırmışlar. Doktorların yüz ifadelerinden anlaşılıyormuş durumun vahameti. Acil beyin tomografisi çekilmiş ve işte o korkunç tanı: travmatik beyin kanaması. Çocuğun hayatı bir anda tehlikeye girmiş.
Ailenin Çığlığı: "Bu Ne İlk Ne de Son Olacak!"
Baba, gözleri dolu dolu anlatıyor: "Oğlumun okulda güvende olduğunu sanıyordum. Meğer en büyük tehlike okulun içindeymiş." Anne ise adeta yıkılmış: "Diğer çocuklar bunu yaparken nasıl bu kadar acımasız olabildiler? Onlar da birilerinin çocuğu değil mi?"
Ailenin söylediği bir şey var ki gerçekten düşündürücü: "Bizim başımıza gelen, maalesef sadece buzdağının görünen kısmı." Haklılar da. Okullarda yaşanan şiddet olayları - itiraf etmeliyim - giderek normalleşiyor gibi görünüyor.
Peki Ya Sonrası?
Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı söyleniyor. Fakat - ve bu çok önemli - soruşturmanın seyri nasıl olacak? Süreç işleyecek mi yoksa dosya mı kapanacak? Şüpheliler reşit olmadığı için yargılama çocuk mahkemesinde yapılacak. Mağdur çocuğun sağlık durumu ise hala ciddiyetini koruyor.
Uzmanlar ne diyor biliyor musunuz? Okul zorbalığının çocuklar üzerindeki etkileri kalıcı olabiliyor. Fiziksel yaralar iyileşebilir belki ama psikolojik travma - işte asıl mesele bu - ömür boyu sürebiliyor.
Bu olay sadece Kayseri'nin değil, tüm Türkiye'nin meselesi aslında. Çocuklarımız okulda güvende mi? Akran zorbalığına karşı yeterli önlemler alınıyor mu? Veliler olarak bizler nerede hata yapıyoruz? Tüm bu sorular kafamda dönüp duruyor.
Son sözüm şu: Bu çocuğun yaşadıkları, hepimizin yüreğinde derin bir yara açmalı. Okullarımız eğitim yuvası olmaktan çıkıp dehşet saçan mekanlara dönüşmeden, bir an önce harekete geçmeliyiz.