Gece karanlığı Batı Şeria'nın o bildik sessizliğini getirmişti ki, birden insanın kanını donduran bir hareketlilik başladı. İsrail yerleşimcilerinden oluşan bir grup, adeta bir nefret seline kapılmışçasına Filistinli sivillerin yaşadığı bölgelere yöneldi.
Olaylar öyle basit bir vandalizm hadisesi değildi - bu, tam anlamıyla organize bir nefret eylemiydi. Ellerinde benzin bidonlarıyla gelen yerleşimciler, Filistinli bir aileye ait aracı adeta bir meşaleye çevirdiler. Alevler gökyüzünü aydınlatırken, duvarlara "Ölüm Arapçılara" gibi insanlık dışı sloganlar kazıdılar.
Göz Göre Göre Yapılan Zulüm
En trajik olanı ne biliyor musunuz? Bu saldırılar İsrail güvenlik güçlerinin gözü önünde gerçekleşti. Evet, yanlış duymadınız. İsrail askerleri olan biteni izlemekle yetindiler - müdahale etmek şöyle dursun, adeta seyirci kaldılar.
Yerel Filistinlilerin anlattıkları ise yürek burkuyor: "Gece yarısı uyandığımızda her yer alevler içindeydi. Çocuklarımızın gözleri önünde arabamız yanıyordu. İsrail askerleri ise sadece seyrediyordu."
Uluslararası Tepkiler Büyüyor
Bu olay, aslında buzdağının sadece görünen kısmı. Son dönemde İsrail yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırıları inanılmaz bir artış gösterdi. BM verilerine göre sadece bu yıl 800'den fazla benzer vaka kayıtlara geçti.
Uluslararası toplumdan gelen tepkiler ise giderek sertleşiyor. Birleşmiş Milletler yetkilileri bu saldırıları "açık bir savaş suçu" olarak nitelendirirken, Avrupa Birliği İsrail'i derhal önlem almaya çağırdı.
Peki İsrail hükümeti ne yapıyor? Maalesef çok da bir şey değil. Yerleşimci şiddetine göz yummaya, hatta bazen dolaylı yoldan desteklemeye devam ediyorlar. Bu durum, bölgedeki gerilimi her geçen gün daha da tırmandırıyor.
Filistinlilerin Psikolojisi Alarm Veriyor
Bu saldırıların insani boyutu ise gerçekten içler acısı. Filistinli aileler artık geceleri uyuyamıyor, çocuklar sürekli korku içinde yaşıyor. Psikologlar, bölgedeki çocukların %85'inde travma sonrası stres bozukluğu belirtileri tespit etti.
Bir Filistinli baba şunları söylüyor: "Çocuğum bana her gece 'Baba, bugün bizi de yakacaklar mı?' diye soruyor. Bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum."
Durum gerçekten vahim. Uluslararası toplumun bu insanlık dramına seyirci kalmaya devam edip etmeyeceği ise hepimizin merak konusu. Bir an önce somut adımlar atılmazsa, bölgedeki şiddet sarmalı daha da büyüyecek gibi görünüyor.