O gece Sultanbeyli'de hava her zamanki gibiydi aslında. Ta ki o korkunç silah sesleri ortalığı inletinceye kadar. Bir kamyonetin içindeki adam, belki de evine dönmeyi hayal ederken kendini ateş çemberinin ortasında buldu.
Olay, dün akşam saatlerinde, ilçenin göbeğinde patlak verdi. Kim olduğu henüz meçhul saldırganlar, bir kamyonetin üzerine adeta ateş yağdırmış. Kurşunların hedefindeki şoför -ismi henüz açıklanmayan bir vatandaş- ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı. Durumu kritik ama stabil deniyor, ne kadar inandırıcı gelir bilmiyorum ama öyle diyorlar.
Olay Yeri Kan İçinde
Arabanın camları paramparça olmuş, metal gövdeli kamyonet adeta bir elek gibi delik deşik. İnsan görünce ürperiyor doğrusu - bu nefret nereden geliyor, kim neden bir insanı bu şekilde hedef alır anlamak mümkün değil.
Çevredekilerin anlattığına göre olay anında 4-5 el silah sesi duyulmuş. Sonra? Sonrası kaos. Herkes bir köşeye saklanmış, kimse ne olduğunu anlayamamış ilk başta. Zaten bu tür olaylar hep böyle değil mi? Bir anda patlıyor ve herkes donup kalıyor.
Kaçış ve Çözüm Arayışı
Saldırganlar olay yerinden hızla uzaklaşmış. Kimler, nereye kaçtılar? Büyük bir soru işareti. Polis ekipleri olay yerine adeta üşüşmüş, ince eleyip sık dokuyorlar. Görgü tanıklarıyla konuşuyor, güvenlik kamerası kayıtlarını topluyorlar. Belki de en önemli ipucu o kameralarda saklıdır kim bilir.
Şoförün neden hedef alındığı ise bir başka muamma. Mesleki bir anlaşmazlık mı, kişisel bir husumet mi yoksa rastgele bir saldırı mı? Bazen en basit açıklama en doğrusu oluyor ama bu sefer öyle mi, emin değilim.
Hastanede tedavi altına alınan yaralı için doktorlar geceyi zor atlattığını söylüyor. Ailesi başında bekliyor, dualar ediliyor. Umuyorum ki en kısa sürede sağlığına kavuşur ve bu travmayı atlatabilir.
Son dönemde bu tür olaylar maalesef artıyor gibi geliyor bana. Sokaklarımız güvenli mi gerçekten? Yoksa biz mi alıştık bu tür haberlere? İnsan ister istemez düşünmeden edemiyor.
