
İstanbul'un Sultangazi ilçesinde, dün akşam saatlerinde yaşanan ve adeta gerilim filmlerini aratmayan bir olay, toplu taşımanın ne denli stresli olabildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Habertürk'ün aktardığına göre; bir İETT otobüsündeki güvenlik kamerası, şoför ile bir yolcu arasında patlak veren, sonrasında ise yumruklaşmaya varan o çirkin kavgayı kaydetti.
Olay, 146T hat numaralı otobüste meydana geldi. Şoförün, bir yolcuyla yaşadığı tartışma aniden alevlendi. İnsan ister istemez düşünüyor, acaba ne oldu da sıradan bir yolculuk böyle bir kaosa dönüştü? Görgü tanıklarının ifadeleri ve kamera kayıtları, olayın seyrini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
Kavganın Ardındaki Sıcak Gelişmeler
Tartışmanın nasıl başladığı tam olarak netleşmese de -ki bu tür anlarda genellikle küçük bir kıvılcım yeterli oluyor- iki taraf arasındaki gergin diyalogların hızla tırmandığı anlaşılıyor. Öyle ki, sözlü tartışma yerini fiziksel müdahaleye bıraktı. Yolcunun şoföre yumruk attığı, buna karşılık şoförün de kendini savunmak amacıyla benzer şekilde karşılık verdiği kamera görüntülerinden açıkça belli.
O anları düşünmek bile insanın içini karartıyor. Otobüs adeta bir kavga arenasına dönüşmüş, diğer yolcular ise ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette. Kimi müdahale etmeye çalışırken, kimi de güvenli bir köşeye çekilip olayın sonlanmasını bekliyordu. İnsanların günlük hayat stresinin böylesine patlama noktasına geldiği anlar, toplum olarak üzerinde düşünmemiz gereken ciddi bir mesele aslında.
Olay Sonrası Yaşananlar ve Yetkililerden Açıklama
Kavganın ardından durum sakinleşmiş gibi görünse de, asıl hareketlilik bundan sonra başladı. Olay yerine güvenlik güçleri sevk edildi. İlgili yolcu hakkında, meydana gelen olay nedeniyle yasal işlem başlatıldığı öğrenildi. Peki ya şoför? İETT'den yapılan ilk açıklamalara bakılırsa, kurum içi bir soruşturma süreci başlatıldı. Hem şoför hem de yolcu tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş. Yani, dava süreci resmen başlamış durumda.
İETT yetkilileri, konuya ilişkin standart bir 'gerekli işlemler yapılmıştır' açıklaması yapmakla yetindi. Fakat, bu tür olayların tekrarlanmaması için daha köklü çözümler üretmek gerekmiyor mu? Özellikle şoförlerin maruz kaldığı psikolojik baskı ve stres, onların hem ruh sağlığı hem de trafik güvenliği açısından ciddi bir risk oluşturuyor. Belki de çözüm, sadece cezai yaptırımlar değil, aynı zamanda önleyici psiko-sosyal destek mekanizmaları geliştirmekten geçiyor.
Sonuç olarak, Sultangazi'deki bu talihsiz olay, sıradan bir günde bile toplu taşımanın ne denli gerilimli bir ortama dönüşebileceğinin acı bir göstergesi. Umarız ki, bu durum sadece bir asayiş haberi olarak kalır ve benzeri olayların yaşanmaması için gerekli tüm önlemler alınır. Unutmayalım, sabır her zaman en büyük erdemdir.