İzmir'de tüyleri diken diken eden bir olayın mahkeme safhaları, insanın kanını donduran cinsten. Geçtiğimiz hafta sonu, Bornova'da 72 yaşındaki bir emekliye yönelik akıl almaz bir şiddet eylemi, herkesi derinden sarstı. Olay, sıradan bir tartışmanın nasıl bir trajediye dönüşebileceğinin acı bir kanıtı adeta.
Mahkeme salonundaki o ağır havayı tahayyül etmek bile güç. Zanlı M.A., karşısındaki savcıya dik dik bakarken, "Aramızda sadece 5 yaş var, bu ne kin?" sorusuna verdiği cevapla adeta yürek burktu. "Biz zaten tanışıyorduk, aramız düzgündü" minvalindeki ifadeleri, işlenen suçun vahameti yanında sönük kaldı.
O Gece Ne Oldu?
Olay gecesi, saatler gece yarısını geçmişti. Yaşlı adam evinin önünde otururken, M.A. ile aralarında anlaşmazlık çıktı. Tartışma, M.A.'nın öfkesine yenik düşmesiyle korkunç bir boyuta ulaştı. Yaşlı adam yere yığılırken, saldırganın öfkesi dinmek bilmedi. Komşuların ihbarıyla olay yerine gelen polis ekipleri, kanlar içindeki yaşlı adamı hastaneye kaldırdı.
Ne yazık ki, hayatını kaybeden yaşlı adam için artık çok geçti. Otopsi raporu, ölümün darp sonucu olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Peki, nasıl olur da iki insan arasındaki ufacık bir anlaşmazlık bu denli bir trajediye dönüşebilir? Bu soru, mahkeme salonundaki herkesin zihnini kurcalıyordu.
Zanlının Şoke Eden Savunması
Mahkemede, M.A.'nın savunması adeta tüyleri diken diken ettirdi. "Ben sadece kendimi savundum" iddiası, olayın görgü tanıkları ve deliller karşısında çürüdü. Üstelik, aralarındaki yaş farkının küçük olmasını bir gerekçe olarak sunmaya kalkışması, vicdanları derinden yaraladı.
Savcılık, "kasten öldürme" suçlamasıyla zanlı hakkında ağır ceza talebinde bulundu. Mahkeme, delillerin ağırlığını görerek tutuklama kararını uygun gördü. Bir sonraki duruşma, önümüzdeki ay yapılacak.
Bu olay, toplum olarak şiddete bakış açımızı bir kez daha sorgulamamız gerektiğini hatırlattı. Ufacık anlaşmazlıkların nasıl büyük trajedilere dönüşebileceğini gösteren bu acı tablo, hepimizin ders çıkarması gereken bir nitelik taşıyor. Yaşlı adamın ailesi, adalet arayışlarını sürdürürken, toplum olarak bu tür olayların bir daha yaşanmaması için ne gibi önlemler alabileceğimizi düşünmemiz gerekiyor.
