
İnanmakta güçlük çekeceksiniz ama tam dört yıldır devam eden bir kâbus bu. Ece Seçkin, adeta bir psikolojik işkenceye dönüşen bu süreci artık daha fazla sessizce sineye çekemeyeceğini fark etmiş olacak ki, nihayet her şeyi anlattı.
Şimdi oturun ve bir düşünün: Her gün, gecenin bir yarısı telefonunuz çalıyor ve karşınızda size ölüm tehditleri savuran bir ses. Ya da sosyal medya hesaplarınız, 'seni öldüreceğim' mesajlarıyla dolup taşıyor. İşte Ece Seçkin'in gerçeği buydu.
Son Noktaya Gelindi
Artık dayanacak gücü kalmamıştı. Öyle ki, son gelen mesajlardan sonra -ki içlerinde gerçekten de tüyleri diken diken eden ifadeler vard- hemen yetkililere başvurma kararı aldı. "İmdat!" diye haykırdı resmi makamlara. Çünkü bu, sıradan bir hayran mesajı filan değildi; organize bir nefret kampanyasıydı adeta.
Peki kimdi bu kadar kin besleyen? Neden böyle bir şeye maruz kalıyordu? Maalesef bu soruların cevapları henüz net değil. Ama şu çok açık: Digital çağın bu karanlık yüzü, ünlülerin hayatını cehenneme çevirmeye devam ediyor.
Psikolojik Yıkım
Dört yıl boyunca süren bu taciz, sadece bir 'rahatsız edilme' meselesi değil elbette. Psikolojik olarak insanı yerle bir eden, geceleri uyutmayan, sürekli bir endişe hali yaratan bir durum. Ece Seçkin de -doğal olarak- bu süreçten oldukça etkilenmiş. Kim etkilenmez ki?
Sanatçının avukatları konuyla ilgili gerekli hukuki başvuruları yaptıklarını açıkladılar. Ancak bu tür davalarda -maalesef- süreçlerin yavaş işlemesi, mağdurları daha da çaresiz hissettirebiliyor.
Bu olay, aslında hepimize bir kez daha gösterdi ki: Siber zorbalık ve digital taciz, sanılandan çok daha yaygın ve yıkıcı. Ünlü olmanın da bununla bir alakası yok aslında; herkes başına gelebilir. Ama tabii ki ünlüler hedef tahtasında daha çok yer alıyor.
Umarım Ece Seçkin için adalet çok geçmeden tecelli eder ve bu kâbusa bir son verilir. Kimse, hiç kimse, böyle bir şeyi yaşamayı hak etmiyor.