Gecenin bir yarısı telefonuna düşen o bildirimle uyandı. Yine o isimdi. Aylardır peşini bırakmayan, sınır tanımayan bir takipçi. Önce kibarca uyardı Çelik. "Lütfen bu kadar ısrarcı olma" dedi. Ama nafile.
Son mesajlar iyice çığırından çıktı. Özel hayatına dair talepler, görüntülü konuşma ısrarları, saatlerce süren bekleyişler... Sanatçının sabrı bir noktada tükeniverdi. Sosyal medya hesabından paylaştığı o ekran görüntüleri her şeyi anlatıyordu aslında.
Sınırları Zorlayan Israrlar
Kimdir bu sınır tanımayan takipçi? Neden ünlülerin özel alanlarına bu kadar pervasızca dalabiliyorlar? İnsanın aklı almıyor doğrusu. Çelik'in paylaştığı mesajlarda görünen o ki, takipçi adeta bir saplantı haline getirmiş kendisini.
Gecenin üçünde atılan mesajlar, reddedildikçe artan ısrarlar, hatta küçük tehditler... Hepsi tek tek ekranda parlıyordu. Sanatçı son noktayı koymak zorunda kaldı: "Artık yeter!"
Toplumsal Bir Yaraya Parmak Basıldı
Bu olay aslında çok daha büyük bir sorunun sadece küçük bir parçası. Ünlülerin mahremiyet ihlalleri, sosyal medyanın karanlık yüzü, takıntılı hayranlar... Hepsi tek bir paylaşımda su yüzüne çıktı.
Çelik'in yaptığı belki de birçok meslektaşının yapmaya cesaret edemediği bir şeydi. Sessiz kalmadı, sınır ihlaline izin vermedi. "Hayır"ın "hayır" olduğunu bir kez daha hatırlattı hepimize.
Peki ya sonrası? Takipçi hesabını silmiş mi? Özür dilemiş mi? Kim bilir... Belki de binlerce benzeri gibi o da karanlıkta kalmaya devam edecek. Ama bir gerçek var ki o da şu: Artık kimse bu tür davranışların yanına kalmayacak.
Ünlü olmanın bedeli asla bu olmamalı. Kimse tacize, ısrara, sınır ihlaline maruz kalmamalı. Çelik'in bu cesur çıkışı belki de birçok sanatçıya ilham olacak ve "artık yeter" diyecekler.
