
Televizyon ekranları yine tartışmalı bir konuyla ısındı. Bir dizi senaristi, son bölümde yer verdiği sahnelerle adeta toplumun sabır taşını çatlattı. Fuhuşu normalleştirmeye yönelik diyaloglar ve sahneler, izleyicilerden büyük tepki topladı.
Ne oldu da herkes bir anda ayağa kalktı? Aslında cevap basit: Aile değerleriyle oynanması. İnsanlar ekran başında aileleriyle oturup izleyecekleri içerikler ararken, bu türden mesajların onlara ulaşması kabul edilemez bulundu.
İzleyiciden Sosyal Medya Patlaması
Sosyal medya platformları adeta bir anda alev topuna döndü. Binlerce kullanıcı, dizinin resmi hesaplarını ve senaristin profilini eleştiri yağmuruna tuttu. "Artık yeter!" diyenler, "Bu ne cüret?" diye soranlar... Hepsinin ortak bir noktası vardı: Toplumun temel değerlerinin hiçe sayılması.
Kimileri RTÜK'e şikayette bulunacaklarını söylerken, kimileri de reklam veren firmalara boyaj çağrısı yaptı. Durum o kadar ciddi bir hal aldı ki, dizinin yapım şirketinden henüz bir açıklama gelmese de, içeriklerin sosyal medya hesaplarından kaldırıldığı gözlemlendi.
Aile Kurumunun Savunucuları Sahaya İndi
Sadece sıradan izleyiciler değil, pek çok sivil toplum kuruluşu ve aile derneği de konuya bigane kalmadı. Yaptıkları yazılı açıklamalarla, bu tür içeriklerin toplumun moral değerlerini aşındırdığını ve özellikle gençler üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini vurguladılar.
Bir dernek temsilcisinin dediği gibi: "Televizyonlar ailelerin oturma odalarına misafir oluyor. Kimse evine, çocuklarının gözleri önünde bu türden mesajların iletilmesini istemez."
Peki ya sonra? Dizi yayın hayatına devam edecek mi, yoksa bu tepkiler karşısında geri adım mı atılacak? Şimdilik bunu zaman gösterecek. Fakat bir şey çok açık: Toplum, değerlerine yapılan saldırılara sessiz kalmayacak.