Günümüzün dijital dünyasında, sınırların neredeyse ortadan kalktığı sosyal medya platformları, ne yazık ki bazen kutsal değerlere yönelik saygısızlıkların da meydanı haline gelebiliyor. İşte tam da böyle bir vakayla karşı karşıyayız şimdi.
Olay, geçtiğimiz yılın kasvetli bir sonbahar gününde patlak verdi. İki kişi -adeta dijital alemin sınır tanımayan sakinleri- kutsal hadis-i şerifler üzerinden adeta 'espri' maskesi altında saygısızca paylaşımlar yapmışlardı. Ama bilmiyorlardı ki, dijital dünyanın da bir hafızası var.
Operasyonun Kod Adı: Soğuk Savaş
Savcılık, bu tatsız olayı 'Soğuk Savaş' isimli özel bir operasyonla takibe aldı. Neden bu isim verildi bilinmez ama sanırım dijital dünyadaki bu gizli savaşı simgeliyordu. Soruşturma derinleştikçe, paylaşımların ne denli incitici olduğu da ortaya çıktı.
Davanın görüldüğü mahkeme salonunda adeta buz gibi bir hava esiyordu. Sanıklar, yaptıklarının 'sadece bir şaka' olduğunu iddia etseler de, yargıçların yüzündeki ciddi ifade her şeyi anlatıyordu. Çünkü mesele sadece birkaç tweet veya paylaşım değildi; mesele toplumun manevi değerleriyle adeta alay edilmesiydi.
Mahkemenin Tarihi Kararı
Duruşmalar aylarca sürdü -her biri bir diğerinden daha gerilimli. Sonunda, mahkeme heyeti tarihi nitelikte bir karara imza attı. İki sanık, "halkın bir kesiminin dini değerlerini alenen aşağılama" suçundan suçlu bulundu.
Ve cezalar? Oldukça ağırdı. Birinci sanık tam 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılırken, ikinci sanık için verilen ceza 1 yıl 8 aydı. Mahkeme ayrıca, cezaların ertelenmesi talebini de reddetti -ki bu da mesajın ne kadar net olduğunu gösteriyordu.
Peki neden bu kadar ağır? Çünkü yargı, toplumsal barışı ve manevi değerleri korumak istiyordu. Dijital dünyanın sınırsız gibi görünen ortamında bile, kutsala saygısızlığın bedeli ağır olmalıydı.
Topluma Verilen Mesaj Net
Bu karar aslında çok daha büyük bir anlam taşıyor. Şöyle düşünün: dijital platformlar ne kadar özgür olursa olsun, toplumun manevi değerleriyle oynamak bedelsiz kalmamalı. Yargı, bu kararla adeta "sınırlar belli" demiş oldu.
Gelgelelim, bu olay bize başka şeyler de hatırlattı. İnternetin anonim gücü arkasına sığınarak her şeyi mubah görenler, artık yargının uzun kollarından kaçamıyor. 'Soğuk Savaş' operasyonu bunun en net kanıtı.
Sonuç olarak, bu dava Türkiye'deki yargı sisteminin dini değerlere yönelik saldırılara göz yummayacağının açık bir göstergesi. Ve sanırım, benzer niyeti olanlara da oldukça anlamlı bir uyarı niteliğinde.