Tacizde Kritik Karar: 'İmâlı İfadeler' Artık Suç Sayılacak!
İmâlı İfadeler Artık Cinsel Taciz Sayılıyor!

İş yerinde rahatsız edici sözler duyduğunuzda içiniz cız eder ya, işte o his artık yasalarca da tanınıyor. Yargıtay, öyle sıradan, üstü kapalı lafların bile insanı nasıl hırpaladığını gözler önüne seren tarihi bir adım attı.

Olay, özel bir şirkette yaşanmış. Bir yönetici, çalışanı genç bir kadına sürekli olarak, "Gözlerinin içi gülüyor", "Çok güzelsin" gibi -güya iltifatmış gibi duran- ama her söylendiğinde tüyleri diken diken eden sözler sarf etmiş. Kadın çalışan, kendini o kadar kötü hissetmiş ki, sonunda dayanamayıp işten ayrılmak zorunda kalmış.

Dava açıldığında ilk derece mahkemesi, bu ifadeleri 'cinsel taciz' kapsamında görmedi. Ama Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, olaya bambaşka bir pencereden baktı. Karar özetle şunu söylüyordu: Bir sözün taciz sayılması için açık saçık olması şart değil. İşte bu, her şeyi değiştiren nokta oldu.

Peki Mahkeme Neye Kanaat Getirdi?

Yargıtay'ın gerekçesi çarpıcı: Davalı yöneticinin sözleri, davacı kadının işini yapmasını imkansız hale getirmiş. Yani o laflar, çalışma hakkını doğrudan ihlal etmiş. İşveren de bu zehirli ortamı önlemekte sınıfta kalmış. Sonuç? İşveren, manevi tazminat ödemekle yükümlü tutuldu.

Bu karar, ofislerdeki 'zehirli havayı' temizlemek için atılmış dev bir adım. Artık kimse "Lafın neresi dokundu?" diyemeyecek. Karar, sadece sözle sınırlı da değil; yazılı mesajlar, jest ve mimikler de aynı kapsamda değerlendirilebilecek.

Hukukçular, bu kararın iş yerlerindeki güç dinamiklerini yeniden tanımladığını söylüyor. Ast-üst ilişkisinde, üstün konumunu kötüye kullanmasının önüne geçilmesi hedefleniyor. Psikolojik tacizin önlenmesi de cabası.

Son söz? Artık ofislerde her lafa dikkat etmek gerekecek. Çünkü Yargıtay, 'imâlı ifadelerin' de birer taciz aracı olabileceğini tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Bu, sadece bir karar değil, aynı zamanda toplumsal bir uyanış.