Sarıyer'de Kan Donduran Vaka: Kiracıyı Odasında Cinsel İstismar Edip Eve Kapattılar!
Sarıyer'de kiracıyı istismar edip eve kapattılar

İstanbul'un huzurlu semtlerinden Sarıyer, dün akşam saatlerinde yaşanan ve insanın kanını donduran bir olaya sahne oldu. Genç bir kiracı, sırf kira ödeyerek kaldığı odasında, inanılması güç bir insanlık dramı yaşadı.

Olay öyle sıradan bir kiracı-ev sahibi anlaşmazlığı değildi. Daha ziyade, insanın içini acıtan, modern zaman köleliğini andıran bir senaryoydu yaşanan. Genç adam, kira karşılığında kaldığı odada birdenbire kendini bir kabusun içinde buluverdi.

Kira Karşılığı Kabus

Şöyle ki: Ev sahibi olduğunu iddia eden şahıs ve ona yardım eden diğer kişiler, genç kiracıyı odasında cinsel istismara maruz bıraktılar. Üstelik bu yetmiyormuş gibi, bir de eve kapattılar - tam anlamıyla hapsettiler.

Düşünsenize, güvende olmanız gereken bir yer sizin için zindana dönüşüyor. Kira ödeyerek kaldığınız mekan, bir anda eliniz kolunuz bağlı bir tuzak haline geliyor. İnsanın içinden 'Bu nasıl bir zihniyet?' diye sormak geliyor.

Korkunç Detaylar Ortaya Çıkıyor

Olayın duyulmasıyla birlikte polis harekete geçti - neredeyse ışık hızıyla diyebilirim. Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, adeta bir operasyon filminden fırlamış gibi, olay yerine intikal etti.

Ve işte asıl şok: Yapılan araştırmalar sonucunda, ev sahibi M.A.'nın daha önce de benzer suçlardan sabıkası olduğu ortaya çıktı. Yani bu, ilk 'deneme' değildi. Adeta bir karanlık geçmişin yeniden su yüzüne çıkmasıydı.

Şu an M.A. ve ona yardım ettiği iddia eden diğer şüpheliler emniyet gözetiminde. Savcılık ifadeleri aldı bile - hem de hiç vakit kaybetmeden.

Adalet İçin Bekleyiş

Olayla ilgili soruşturma derinlemesine devam ediyor. Savcılık, neredeyse bir dedektif titizliğiyle tüm delilleri topluyor, tanıkları dinliyor. Adeta toplum adına bir hesap sorma süreci işliyor.

Mağdur kiracıya ise psikolojik destek sağlandığı belirtiliyor. Çünkü böyle travmatik olayların izleri, fiziksel yaralardan çok daha derin olabiliyor ne yazık ki.

Bu vaka, aslında hepimize bir kez daha gösterdi ki: İnsanoğlunun kötülük kapasitesi sınır tanımıyor. Ama umut verici olan şu ki, adalet mekanizması da aynı hızla işliyor.