İşte olayın tam da can alıcı noktası: İsrail'e insani yardım ulaştırmaya çalışan Sümud Filosu'nda yer alan bir aktivist, sosyal medyanın karanlık dehlizlerinde hedef tahtasına konuldu. Mehmet Kantoglu ismi, bir anda binlerce paylaşımın odağı haline geldi.
Ve beklenen oldu nihayet. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu dijital linç girişimine kayıtsız kalmadı. Dosya, siber suçlar masasına intikal ettirildi. Savcılar şimdi, bu organize nefret saldırısının izini sürüyor.
Sosyal Medyanın Karanlık Yüzü
Olayın boyutları gerçekten ürpertici. Yüzlerce hesap, adeta bir sürü psikolojisiyle hareket ederek Kantoglu'nu hedef gösterdi. Nefret söylemleri, tehditler, hakaretler... Sosyal medya platformları bir anda savaş alanına dönüştü.
Peki neden? Cevap basit aslında: Sümud Filosu, Gazze'ye insani yardım götürmeye çalışan bir girişim. Ve Kantoglu da bu insani misyonun parçası. Ama görünen o ki, bazı çevreler bu barışçıl eylemi hazmedememiş.
Savcılık Harekete Geçti
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın attığı adımlar oldukça net:
- Sosyal medya platformlarına resmi başvurular yapıldı
- Linç kampanyasını yürüten hesaplar tespit edilmeye çalışılıyor
- Suç unsuru içeren paylaşımlar delil olarak toplanıyor
- Hesaplara el konulması için hazırlık yapılıyor
Bu arada, savcılığın işi hiç de kolay değil. Sosyal medyanın anonim dünyasında suçluları bulmak, neredeyse samanlıkta iğne aramak gibi. Ama görünen o ki, bu sefer işler ciddiye binmiş.
Peki Ya Kantoglu?
Ortalığı birbirine katan bu linç kampanyasının merkezindeki isim, Mehmet Kantoglu, şu sıralar ne yapıyor acaba? Bildiğim kadarıyla kendisi, insani yardım konusunda uzun süredir çalışan bir aktivist. Sümud Filosu'na katılması da aslında bu çabanın doğal bir uzantısı.
Ama işte, günümüz dünyasında iyilik yapmak bile riskli hale gelmiş durumda. Bir insani yardım gemisine binmek, sosyal medyada hedef haline gelmek için yeterli olabiliyor. Garip değil mi?
Savcılık kaynakları, soruşturmanın hızla devam ettiğini belirtiyor. Önümüzdeki günlerde, linç kampanyasını organize eden hesaplara el konulması bekleniyor. Tabii bu, sosyal medyadaki nefret söylemiyle mücadelede önemli bir adım olacak.
Son düşünce: Sanal dünyada başlatılan bir linç kampanyasının, gerçek dünyada nasıl sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha görüyoruz. Umarım bu soruşturma, benzeri dijital zorbalıklara gözdağı olur.
