İstanbul merkezli yürütülen ve medya ile iş dünyasından tanınmış birçok ismi kapsayan geniş çaplı uyuşturucu operasyonunun ardından yaşanan gelişmeler, kamuoyunda büyük yankı uyandırmaya devam ediyor. Operasyonla ilgili ortaya çıkan iddiaların 'özel hayat' argümanıyla savunulmaya çalışılması ise ağır eleştirilere neden oldu.
Tuğba Kalçık'tan Sert Tepki: Bu Bir Suç Zinciri
Gazeteci Tuğba Kalçık, konuya ilişkin kaleme aldığı yazıda, ortaya çıkan bilgiler ve ifadeler karşısında dehşete düştüğünü belirtti. Kalçık, operasyon kapsamında uyuşturucu kullanımı, temini ve fuhuş gibi bir dizi ağır suç iddiasının gündeme geldiğinin altını çizdi. Yaşananların basit bir 'bireysel tercih' veya 'özel hayat' meselesi olarak geçiştirilemeyeceğini vurgulayan Kalçık, bu sürecin toplumun tamamını ilgilendiren ciddi bir suç örgütlenmesi olduğu görüşünü savundu.
Medya ve İş Dünyasından İsimlere Uzanan İddialar
Soruşturma kapsamında, Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy hakkındaki iddialar daha önce gündeme gelmişti. Tuğba Kalçık, bu iddialara ve mağdur kadınlara rağmen, bazı çevrelerin sessiz kalmayı tercih ettiğini, hatta olanları özel hayat kavramının arkasına saklamaya çalıştığını ifade etti. Kalçık'a göre, bu tutum toplumsal vicdanı yaralayan bir tavır olarak öne çıkıyor.
Benzer bir savunma mekanizmasının, operasyonda adı geçen diğer isimler için de kullanıldığı gözlemleniyor. Spiker Ela Rümeysa Cebeci ve iş insanı Kasım Garipoğlu gibi kişilerle ilgili iddialar da 'özel hayat' söylemiyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Ancak Kalçık, uyuşturucu kullanmak ve temin etmek gibi eylemlerin asla normalleştirilemeyecek suçlar olduğunun altını çiziyor.
'Normalleştirme' Çabalarına Tepki
Tuğba Kalçık yazısında, bazı çevrelerin "ne var uyuşturucu kullanıyorsa, özel hayatı, bireysel tercihi" şeklindeki söylemlerini şiddetle eleştiriyor. Bu tür açıklamaları ahlaksızca ve akıl dışı bulan Kalçık, uyuşturucunun bireysel bir tercih değil, toplumu kemiren organize bir suç olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, muhalefet partilerinin soruşturmaya yönelik takındığı tavrı da eleştiren Kalçık, konunun siyasi değil, toplumsal ve hukuki bir mesele olarak ele alınması gerektiğini savunuyor.
İstanbul'da 26 Aralık 2025 tarihinde güncellenen haberlerle yeniden gündeme gelen operasyon, sadece şahısları değil, olaylara yaklaşım biçimlerini de tartışmaya açtı. 'Özel hayat' kavramının, kanunla çatışan eylemleri örtbas etmek için bir kalkan olarak kullanılamayacağı, kamuoyunun önemli bir kesimi tarafından dile getiriliyor. Soruşturmanın derinleşmesi ve yargı sürecinin işlemesiyle birlikte, iddiaların netlik kazanması bekleniyor.