İzmir'deki Yangın Faciasında Anne için Adalet: 5 Çocuğunu Kaybeden Anneye Ceza Yok!
5 Çocuğunu Kaybeden Anneye Ceza Yok

İzmir'de yaşanan o korkunç yangının üzerinden tam üç yıl geçti ama acısı hâlâ taze. Hatırlayalım mı o karanlık geceyi? Evet, konuşalım çünkü bu hikaye sadece bir yangının değil, bir annenin yaşadığı trajedinin ve ardından gelen adalet arayışının hikayesi.

Mahkeme salonunda adeta zaman durmuştu. Beş evladını alevlere teslim etmiş bir anne... Kim tahmin edebilirdi ki böyle bir son? O gece evde yalnız değillerdi aslında - baba işten dönmek üzereydi. Ama yangın beklememişti.

Yargıtay Devreye Girdi Ama...

Olay şöyle gelişti: İlk mahkeme annenin beraatine karar verdi. Sonra Yargıtay devreye girdi ve "Hayır, bu dosya yeniden görülsün" dedi. Peki neden? Çünkü Yargıtay'a göre, anne çocuklarını yalnız bırakmakla onların güvenliğini ihmal etmişti.

Ama İzmir'deki mahkeme farklı düşündü. Yargıçlar şu noktaya dikkat çekti: Yangın çıktığında baba işten dönmek üzereydi ve anne markete gitmişti. Yani çocuklar tamamen başıboş bırakılmamıştı aslında.

"Kusur Yok" Kararı ve Gerekçesi

Mahkemenin kararı netti: "Yangının çıkış sebebi kesin olarak belirlenememiştir." Bu cümle aslında her şeyi özetliyor. Yargıçlar, yangının nasıl çıktığı belli olmadığı için annenin kusurlu sayılamayacağını düşündü.

Peki ya şu detay? Anne markete giderken komşusuna "Çocuklara göz kulak olur musun?" demişti. Bu küçük ama önemli bir ayrıntı. İnsan düşünmeden edemiyor - acaba bu ifade mi kararı değiştirdi?

Adalet Yerini Buldu mu?

Beş melek... Beş küçük hayat... Bir annenin yaşayabileceği en büyük acı. Mahkeme kararını verirken sadece kanun maddelerine bakmadı elbette. İnsani boyutu da değerlendirdi.

Sonuçta, zaten hayatının en ağır cezasını çeken bir anne var karşımızda. Beş evladını toprağa veren bir yürek. Mahkeme de bunu göz önünde bulundurmuş olmalı.

Bu karar aslında bize şunu gösterdi: Bazen adalet, sadece ceza vermek değil, insanın yaşadığı trajediyi anlamaktan geçiyor. Anne zaten en büyük cezayı hayatın kendisinden almıştı.

İzmir'deki bu karar, hem hukuki hem de insani açıdan konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Adalet yerini buldu mu sizce?