
Ankara'nın göbeğinde çıkan ve yürekleri dağlayan yangında hayatını kaybeden genç anne ile minik yavrusu, artık ebedi uykularını memleket topraklarında uyuyacak. Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde düzenlenen cenaze töreni, gözyaşlarına boğulan yüzlerce kişiyi bir araya getirdi.
O gece... Yangının çıktığı anı hatırlayan komşular, "Bir çığlık duyduk, sonra her yer alev aldı" diye anlatıyor. İtfaiye ekipleri ne kadar çabalasa da, o küçücük dairede mahsur kalan anne ile bebeğine ulaşmak için geç kalmışlardı. Belki de hayatın en acımasız gerçeğiydi bu - bazen zamanın yetmemesi.
Son Yolculuk
Kahramanmaraş'a getirilen cenazeler, ailenin köyünde hazırlanan mezara defnedildi. Defin sırasında yaşananlar ise yürek burkan cinstendi: Anneannenin "Gözümün nuru gitti" çığlıkları, babanın donuk bakışları, minik kardeşin anlam veremediği soruları...
Mahallelinin anlattıklarına göre, yangından kurtulan baba için psikolojik destek ekipleri devreye girmiş. "Bir anda her şeyini kaybetmenin ne demek olduğunu kim bilebilir ki?" diye ekliyor yaşlı bir komşu, sesi titreyerek.
Yangının Ardındaki Sorular
Yetkililer yangının çıkış nedenini araştırırken, bölgedeki eski binaların elektrik tesisatları yeniden gündeme geldi. Uzmanlar, "Bu tür acıların yaşanmaması için önlem alınmalı" uyarısında bulunuyor. Peki ama kaçıncı uyarı bu? Kaç can daha yanmalı?
Cenaze sonrası köy meydanında toplanan halk, başsağlığı dileklerini iletiyor. Bir kadın, "Allah kimseye yaşatmasın" diye mırıldanırken, bir başkası "Genç yaşta gittiler, vah vah..." diye ekliyor. Acı, herkesin yüzüne aynı şekilde yansımış.