Batman'da adeta bir çevre dramı yaşanıyor. Son üç yılda inşaat sektörünün kontrolsüz büyümesi ve denetimsizlik, kentin çehresini değiştirecek boyutta bir tahribata yol açtı. Sanki birileri eline geçeni gelişigüzel saçmış gibi, tam 874 bin metrekarelik devasa bir alan taş yığınları altında kaldı.
Bu rakamı bir düşünün: Neredeyse 120 futbol sahası büyüklüğünde bir alan, moloz ve inşaat atıklarıyla dolmuş durumda. İnsan ister istemez "Bu kadar taş nereden çıktı?" diye soruyor kendine. Cevap ise maalesef çok net - inşaat sektörünün hızlı büyümesi ve bu büyümenin beraberinde getirdiği çevre duyarsızlığı.
Doğanın İntikamı mı?
Aslında durum o kadar vahim ki, bölge sakinleri artık bu manzaraya alışmaya başlamış. "Her taraf taş oldu" diyor bir vatandaş, "eskiden yeşil olan yerler şimdi gri renge büründü." Haklı değil mi? Doğanın dengesi bozulunca, geriye sadece çorak bir manzara kalıyor.
Yetkililer ise nihayet harekete geçmiş görünüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün verileri, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Üç yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede bu kadar büyük bir alanın taşla dolması, aslında birçok soruyu da beraberinde getiriyor.
Peki Ya Çözüm?
Bu konuda işin uzmanları farklı görüşler belirtiyor. Kimi "daha sıkı denetim" diyor, kimi ise "geri dönüşüm sistemlerinin acilen hayata geçirilmesi" gerektiğini vurguluyor. Açıkçası ben şahsen her iki görüşe de katılıyorum - çünkü bu işin tek bir çözümü yok gibi görünüyor.
Belki de en önemlisi, toplum olarak çevre bilincimizi geliştirmemiz. Unutmayalım ki, doğa bize emanet - ve biz bu emaneti gelecek nesillere aktarmakla yükümlüyüz. Batman'da yaşananlar aslında sadece bir uyarı - eğer önlem alınmazsa, benzer manzaraları başka şehirlerde de görmemiz an meselesi.
Sonuç olarak, bu taş yığınları sadece fiziksel bir kirlilik değil, aynı zamanda bir zihniyet sorununun da göstergesi. Umarım yetkililerin aldığı önlemler kalıcı bir çözüm getirir ve Batman, eski güzel günlerine dönebilir.