Dün akşam saatlerinde Beşiktaş'ta nefeslerin kesildiği anlar yaşandı. Sanki zaman donmuştu - tarihi dokuya sahip çıkan o güzelim ahşap bina, bir anda alevlerin esiri oldu. Gökyüzünü aydınlatan turuncu ışıklar, semtin sakinlerini adeta büyülemişti ama korkunç bir gerçekliğe işaret ediyordu.
O anları görenlerin anlattığına göre, yangın önce üst katlardan başlamış. Belki de elektrik kontağı, belki insan hatası... Kim bilir? Ama şu kesin ki, alevler bir kâbus gibi yayılmış binaya. Dört katlı bu tarihi yapı, modern İstanbul'un göbeğinde yanıp gidiyordu adeta.
İtfaiyenin Zorlu Mücadelesi
İtfaiye ekipleri yangın haberini alır almaz seferber oldu. Dar sokaklara manevra yapmak gerçekten zorlu bir iş - özellikle de Beşiktaş'ın o bildiğimiz ara sokaklarında. Ama onlar, yangını kontrol altına almak için var güçleriyle çalıştılar. Su hortumlarının sesi, alevlerin çıtırtısına karışıyordu. İnsan içinden 'Keşke daha çabuk ulaşabilselerdi' diye geçiriyor ister istemez.
Yangın söndürme çalışmaları saatlerce sürdü. Bina tamamen mi yanacak yoksa kurtarılabilir mi diye herkes merak içindeydi. İtfaiye ekiplerinin o yoğun çabası takdire şayan doğrusu.
Tarihi Miras Tehlikede Mi?
Ahşap binalar İstanbul'un kimliğinin bir parçası aslında. Her biri bir tarih, her biri bir hikâye saklıyor içinde. Bu yangın, bize şehrimizdeki tarihi dokunun ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha hatırlattı. Acaba yeterince koruyabiliyor muyuz bu hazineleri?
Yangının çıkış sebebi henüz netleşmese de, bu tür binalarda yangın güvenliğinin ne kadar hayati olduğu ortada. Belki de bu olay, hepimiz için bir uyanış çağrısıdır.
Neyse ki can kaybı olmaması içimizi bir nebze olsun rahatlattı. Ama maddi kayıp ve tarihi dokuya verilen zararın telafisi zor görünüyor. Beşiktaş'ın o meşhur sokaklarında artık bir eksiklik hissedeceğiz.