
İstanbul'un kalbi Beyoğlu'nda bugün adeta bir kabus yaşandı. Tarihi dokusuyla bilinen bir bina, kimsenin beklemediği bir anda yerle bir oldu. Sanki bir film sahnesi gibiydi her şey – bir gürültü, ardından toz bulutu... Ve ortada kocaman bir enkaz yığını.
Olay yerine ilk ulaşanların anlattıkları tüyleri diken diken ediyor. "Daha dün önünden geçtim," diyor bir esnaf, sesi titreyerek. "Hiçbir çatlak, hiçbir tehlike işareti yoktu. Birden bire..."
Mucize Gibi: Yaralı Yok!
İşin en şaşırtıcı yanı? Bu korkunç olayda kimse yaralanmadı. Evet, doğru duydunuz – sıfır can kaybı. Yetkililer bunu "büyük bir şans" olarak nitelendiriyor ama bölge sakinleri için durum o kadar basit değil.
AFAD ekipleri olay yerinde adeta seferber oldu. Enkaz altında kalan olup olmadığını kontrol etmek için köpeklerle tarama yapıldı, termal kameralar devreye sokuldu. Sonuç? Nefesler tutulmuşken gelen o rahatlatıcı açıklama: "Enkaz altında kimse yok."
Tarihi Binalar Alarm Veriyor
Bu olay, İstanbul'daki tarihi yapıların durumunu bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar, "Bu bir uyarı işareti," diyor ve ekliyor: "Beyoğlu'nda risk altında olan tek bina bu değil."
Belediye yetkilileri hızlı davrandı ve bölgedeki diğer binalarda inceleme başlattı. "Vatandaşlarımızın can güvenliği her şeyden önemli," açıklaması yapıldı. Peki ya sonra? Bu tür binaların denetimi nasıl yapılıyor? İşte asıl soru bu...
Bölge sakinleri ise ikiye bölünmüş durumda. Kimi "Zaten yıkılacak haldeydi," derken, kimi de "Daha dün içinde çay içtim," diye hayıflanıyor. Gerçek şu ki, İstanbul'un bu tarihi semtinde yeni bir güvenlik tartışması daha başladı.