Mahkeme salonunun o ağır havası içinde, üçüncü günün sabahı yine herkesi sarmıştı. O yangının izleri, sadece yanmış binalarda değil, yüzlerde de okunuyordu adeta.
Duruşma heyeti, saatler 10:00'u gösterdiğinde yerini aldı. O an herkes nefesini tuttu - çünkü biliyorlardı ki, bugün yeni tanıklar dinlenecek ve belki de davada kritik dönüm noktaları yaşanacaktı.
Tanık Sandalyesindeki Yüzler
İlk tanık, yangın gecesi olanları anlatırken sesi titriyordu ara sıra. "O dumanı hiç unutamam," diyordu, "sanki ciğerlerime işliyordu. İnsanlar bağırışıyordu, bir koşuşturmaca... Korkunçtu, gerçekten korkunç."
İkinci tanığın anlattıkları ise daha da iç burkucuydu. Yangının nasıl başladığına dair bildiklerini aktarırken, salon adeta buz kesmişti. Her kelime, o gece yaşanan trajedinin boyutlarını bir kez daha gözler önüne seriyordu.
Savunma Tarafının İtirazları
Savunma avukatlarından biri ayağa fırladı birden. "Bu ifadelerin tamamı kulaktan dolma!" diye haykırdı neredeyse. Mahkeme başkanı sakin olmasını işaret etti ama ortamdaki gerginlik iyice artmıştı.
Öğle arasından sonraki oturumda ise beklenmedik bir gelişme yaşandı. Yeni bir delil sunuldu - yangın öncesi çekilmiş fotoğraflar. Bu fotoğraflar, olay yerinin durumunu gösteriyordu ve davada önemli bir dönüm noktası olabilirdi.
Mahkemenin Kararı ve Yeni Duruşma
Gün sonuna doğru, mahkeme heyeti bir karara vardı. Önümüzdeki hafta yapılacak duruşmada yangın uzmanlarının dinlenmesine karar verildi. Bu uzmanların ifadeleri, yangının çıkış sebebi konusunda kritik bilgiler sağlayabilirdi.
Salondan çıkanların yüz ifadeleri karışıktı. Kiminde umut, kiminde hayal kırıklığı, kimindeyse sadece yorgunluk vardı. Adalet arayışı devam ediyordu - yavaş belki, ama emin adımlarla.
Bir sonraki duruşma tarihi belirlendi: 15 Aralık. O gün geldiğinde, mahkeme salonu yine dolup taşacak ve herkes ne olacağını merakla bekleyecekti.