
Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca köyünde aniden ortaya çıkan bir orman yangını, bölge sakinlerini adeta nefeslerini tutmaya zorluyor. Rüzgarın da etkisiyle hızla yayılan alevler, gökyüzünü turuncu bir bulut gibi kapladı. İtfaiye ekipleri, yangını kontrol altına almak için var gücüyle çalışıyor—hem karadan hem de havadan.
Olay yerine sevk edilen yangın söndürme uçakları ve helikopterler, alevlerin üzerine adeta bir örtü gibi su bırakıyor. Ancak rüzgarın şiddeti, bu mücadeleyi oldukça zorlaştırıyor. Bölge halkı, endişeli gözlerle yangının seyrini takip ediyor. Kimi evini boşaltmaya hazırlanırken, kimi de hayvanlarını güvenli bölgelere taşımaya çalışıyor.
Yangının nasıl başladığı henüz netlik kazanmış değil. Söylentiler var—belki anız yakmaktan, belki de ihmal. Kesin olan bir şey varsa, doğanın bazen ne kadar acımasız olabildiği. Ağaçlar çıtırdayarak yanıyor, kuşlar yuvalarını terk etmek zorunda kalıyor. İnsanın içini acıtan bir manzara.
Müdahale Ekipleri Gece Boyunca Çalıştı
Geceyarısına kadar süren müdahale çalışmalarında itfaiye ekipleri, adeta zamanla yarıştı. Zorlu arazi koşulları ve rüzgarın yön değiştirmesi, yangını söndürme çabalarını sekteye uğrattı. Yine de ekipler, yerleşim yerlerine sıçramasını engellemek için ateş hattı oluşturdu.
Yangın, bölgenin engebeli yapısı nedeniyle ulaşılması güç noktalara da sıçramış durumda. Özellikle dik yamaçlardaki alevlere müdahale etmek oldukça güç. Havadan yapılan müdahaleler ise büyük önem taşıyor. Uçakların her bir sortisi, yangının ilerleyişini bir nebze olsun yavaşlatıyor.
Dağlıca köyü sakinleri, yangının korkutucu boyutlara ulaşmasından endişe ediyor. "Daha önce de benzer yangınlar yaşadık, ama bu seferki farklı" diyor bir köylü. "Rüzgar çok şiddetli. Alevler bir anda her yeri sarabilir."
Yetkililer, yangının kontrol altına alınması için tüm imkanların seferber edildiğini belirtiyor. Ancak doğa—bazen—insanın tüm çabalarını boşa çıkarabiliyor. Umudumuz, rüzgarın dinmesi ve ekiplerin yangını tamamen söndürmesi.