Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde geçtiğimiz kasım ayında meydana gelen ve yedi işçinin hayatını kaybettiği parfüm dolum fabrikası yangınıyla ilgili hazırlanan iddianame, olayın perde arkasındaki çarpıcı ihmalleri gözler önüne serdi. 8 Kasım 2025 tarihinde sabah saatlerinde başlayan yangında hayatını kaybedenlerin yakınları ile sağ kurtulan işçilerin ifadeleri, denetimsizlik ve güvenlik önlemsizliğinin boyutlarını ortaya koydu.
91 Sayfalık İddianamede Ağır Suçlamalar
Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 91 sayfalık iddianamede, fabrika sahibi Kurtuluş Oransal'ın vefatı nedeniyle dosyası ayrılan dava kapsamında ağır cezalar istendi. İddianameye göre, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında 'olası kastla öldürme' suçundan yedişer kez müebbet hapis cezası talep edildi.
Diğer sanıklar hakkında ise 'bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' ile 'suçluyu kayırma' suçlamalarıyla hapis cezaları isteniyor. Soruşturma kapsamında 11 şüpheli gözaltına alınırken, bunlardan 7'si tutuklandı, 4'ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İşçilerin Anlattıkları: Eğitim Yok, Koruma Yok, Denetim Yok
Yangından sağ kurtulan ve dört yıldır fabrikada çalışan Keriman Miskin'in ifadeleri, çalışma koşullarının vahametini gösterdi. Miskin, hiçbir iş güvenliği eğitimi almadığını, koruyucu kıyafet verilmediğini ve işyerinde İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanının bulunmadığını belirtti. Sigorta denetimlerinin sadece bir kez yapıldığını ve denetim sırasında sigortasız çalışanların evlerine gönderildiğini anlattı.
Olay anını anlatan Miskin, yangının kimyasalları elektrikli çırpıcı ile karıştıran Tuncay Yıldız'ın bulunduğu noktada başladığını ifade etti. Çıkışa yakın olduğu için kurtulduğunu, ancak birçok çalışma arkadaşının alevler arasında sıkışıp kaldığını söyledi.
Acılı Ailelerin İfadeleri ve Şok Edici İddialar
Hayatını kaybeden işçilerin aileleri, adli süreçte yaşadıklarını ve öğrendiklerini paylaştı. Hanım Gülek'in eşi Metin Gülek, eşinin sigortasız olarak günlük 700 TL yevmiye ile çalıştığını söyledi. Daha da çarpıcı olan, eşinden duyduğu bir başka iddiayı aktardı: İşyerine gelen zabıta ekipleri fabrika sahibi Kurtuluş Oransal tarafından karşılanıyor ve Oransal, bazı zabıta görevlilerine fabrikanın en kaliteli ürünlerini hediye ediyormuş.
17 yaşında hayatını kaybeden Nisanur Taşdemir'in babası Vedat Taşdemir, kızının paketleme işi için işe girdiğini, ancak daha sonra imalatta da çalıştırıldığını öğrendiğini belirtti. Kızının cenazesinin teşhisi için oğlundan alınan DNA örneği kullanıldı.
Üç çocuk annesi Esma Gikan'ın eşi Aytekin Gikan ve diğer aileler de benzer hikayeler anlattı: Sigortasız çalıştırma, güvenlik önlemi eksikliği ve denetimlerde usulsüzlük.
Genişleyen Soruşturma ve Açığa Alınan İsimler
Olayın ardından başlatılan soruşturma sadece fabrika yöneticileriyle sınırlı kalmadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, SGK ve İŞKUR'dan 7 üst düzey yetkiliyi açığa aldı. Ayrıca Dilovası Belediyesi'nde Belediye Başkan Yardımcısı, Zabıta Müdürü ve üç zabıta memuru da görevden uzaklaştırıldı.
Fabrika sahibi Kurtuluş Oransal ise, 30 Kasım'da tutuklu bulunduğu cezaevinde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Oransal'ın boşandığı eşi Aytül Akat, işyerindeki fiili kontrolün tamamen kendisinde olduğunu ifade etti.
Dilovası'nda yaşanan bu facia, Türkiye'deki iş güvenliği sorununu bir kez daha tüm çıplaklığıyla gözler önüne sererken, adli sürecin takipçileri ve kamuoyu, davada adaletin tam olarak tecelli etmesini bekliyor.