Giresun'da sonbaharın o hüzünlü ama bir o kadar da renkli atmosferi, Dereli ilçesine bağlı Yüce köyünde duman kokusuyla karıştı. Öyle ya, Karadeniz'in bu şirin ilçesinde her şey beklenmedik anda olur çünkü.
Dün akşamüstü saatlerinde... Tam da havanın o loşlaşmaya başladığı, insanların günün yorgunluğunu atmaya hazırlandığı bir vakitte köy sakinlerini telaş sardı. Bir mısır kurutma fırını -evet, o meşhur Karadeniz mısırlarının kurutulduğu fırınlardan biri- alev alev yanıyordu.
Ateş önce fırının içinde dans etmeye başladı, sonra da hızla yayıldı. Rüzgarın da yardımıyla -ki Karadeniz'de rüzgar hiç masum değildir- komşudaki eve sıçradı. Ve oradan da serendere... Ah o serenderler! Karadeniz mimarisinin o nadide örnekleri, yüzyıllardır ayakta duran tahta hazineler.
İtfaiye Zamanla Yarıştı
Olay yerine gelen itfaiye ekipleri adeta zamanla yarıştı. Suyun her damlası yangının hızını kesmek için kullanıldı. Dakikalar geçtikçe yangının büyümesi kontrol altına alındı ama...
Malesef yangın tamamen söndürüldüğünde ortaya hüzünlü bir manzara çıktı. Mısır fırını, bir ev ve o güzelim serender tamamen kullanılamaz hale gelmişti. Yani kül olmuşlardı resmen.
Yangının çıkış sebebi ise henüz tam olarak bilinmiyor. Belki bir dikkatsizlik, belki de teknik bir arıza. Ama şu kesin: Köy halkı için unutulması zor bir akşam oldu.
Maddi Hasar Büyük
Yangında ne yazık ki can kaybı yaşanmadı -ki bu en önemli şey. Fakat maddi hasar oldukça büyük. O ev ve serender, sahipleri için sadece bir yapı değil, anıların saklandığı mekanlardı sonuçta.
İtfaiye ekipleri soğutma çalışmalarına devam ederken, köylüler de yangının şokunu atlatmaya çalışıyor. Karadeniz insanı güçlüdür ama böyle anlarda yürekler nasıl da sızlıyor.
Yangının kesin nedenini belirlemek için incelemeler sürüyor. Umarım benzer olaylar bir daha yaşanmaz ve bu güzelim Karadeniz köyleri yangın korkusu yaşamaz.