Bolu'da adeta bir kabusa dönüşen o geceden bu yana tam iki yıl geçti ama acılar hâlâ taze. Grand Kartal Otel'de çıkan ve 12 cana mal olan yangının davası, bugün üçüncü kez görülüyor ve mahkeme koridorları gerilim dolu.
Kimine göre bir ihmal, kimine göre ise kaderin cilvesi... O gece otelde kalan 9'u yabancı turist 12 kişi, bir daha uyanamayacakları bir uykuya daldı. Şimdi ise adalet arayışı tüm hızıyla sürüyor.
Mahkeme Salonunda Nefesler Tutuldu
Bugünkü duruşmada neler mi oldu? Aslına bakarsanız, beklenenin aksine sakin ama bir o kadar da gergin bir hava hakim. Sanıklar, avukatlar, mağdur aileleri... Herkes aynı sorunun cevabını arıyor: O gece gerçekten ne oldu?
Duruşmada yangın uzmanlarının bilirkişi raporları mercek altına alındı. İtfaiyenin müdahale süreçleri, otelin yangın güvenlik önlemleri -ki bazıları yetersizmiş gibi görünüyor- ve yangının çıkış nedenine dair tüm detaylar tek tek irdelendi.
Tanıkların İfadeleri Kritik Önem Taşıyor
Otel çalışanlarından o geceyi atlatan müşterilere kadar pek çok tanığın ifadeleri, davayı şekillendiren en önemli unsurlardan. Bir tanık "Dumanı hissettiğimizde çok geçti" derken, bir diğeri "Acil çıkışların bazılarının kapalı olduğunu fark ettik" diye ekliyor.
Yargılama sürecinde en çok merak edilen konulardan biri de -insanın içini acıtan bir detay- oteldeki yangın alarm sisteminin çalışıp çalışmadığı. Bazı ifadelere göre alarm devreye girmiş, bazılarına göre ise sessizlik hakimmiş.
12 Canın Ağırlığı
Hayatını kaybeden 12 kişinin aileleri için bu dava sadece bir yargılama değil, aynı zamanda bir hesap sorma ve belki de içlerindeki o kocaman boşluğu anlamlandırma çabası. Mahkeme salonundaki her bir ifade, onlar için yürek burkan bir anı demek.
Duruşma aralarında koridorlarda gözleri dolan, birbirine destek olmaya çalışan aileleri görmek mümkün. "Keşke"lerin ağırlığı her yeri kaplamış durumda.
Bir sonraki duruşma tarihi henüz belli değil ama kesin olan bir şey var: Bu dava, sadece Bolu'nun değil, tüm Türkiye'nin takip ettiği bir süreç haline geldi. Otel yangınları konusunda belki de bir dönüm noktası olacak.
Sonuçta, bu sadece bir bina yangını değil; güvenlik, denetim ve insan hayatının değeri üzerine derin düşüncelere yol açan bir trajedi. Umarım benzer acılar bir daha yaşanmaz.
