Geceyi aydınlatan o korkunç turuncu ışık, aslında bir kabusun başlangıcıydı. Zonguldak'ta, kimsenin beklemediği bir anda, her şey altüst oldu. Aniden başlayan yangın, adeta bir canavara dönüşerek önüne çıkan her şeyi yutmaya başladı.
O anları yaşayanlar için zaman durmuştu sanki. Alevlerin çatırdaması, camların patlaması ve insanların çığlıkları... Gece sessizliğini yırtan o korkunç senfoni, mahalle sakinlerini derhal olay yerine topladı. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken, bir yandan da sevdiklerinin güvende olup olmadığını kontrol ediyordu.
İtfaiyenin Zorlu Mücadelesi
Olay yerine kısa sürede ulaşan itfaiye ekipleri, adeta bir savaş verdi. Suyun alevlerle dansı saatlerce sürdü. Ekipler, yangının yayılmasını önlemek için var güçleriyle çalıştılar. Öyle bir an oldu ki – yangının şiddeti o kadar artmıştı ki – müdahale etmek neredeyse imkansızlaşıyordu.
Ama pes etmediler. Asla etmezler zaten. Gece boyunca süren o amansız mücadele sonunda meyvesini verdi ve yangın kontrol altına alınabildi. Fakat geride, acı bir tablo bırakarak...
Yaralar Sarılacak mı?
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yangının gerçek tahribatı ortaya çıktı. 4 konut ve 1 iş yeri tamamen kullanılamaz hale gelmişti. Duvarlar kararmış, pencereler erimiş, hayatlar altüst olmuştu. Yangından etkilenen vatandaşlar, sabahı zar zor ederken, gelecek kaygısı yüzlerinden okunuyordu.
Yetkililer, hasar tespit çalışmalarına hemen başladı. Yangının çıkış sebebi ise henüz bilinmiyor – belki bir elektrik kontağı, belki dikkatsizlik, kim bilir? Soruşturma devam ediyor.
Zonguldak halkı şimdi, bu beklenmedik felaketin yaralarını sarmaya çalışıyor. Komşular dayanışma içinde, yardım eli uzatıyorlar birbirlerine. Çünkü biliyorlar ki; zor günler, ancak birlikte aşılabilir.
