
Güneşin altında pırıl pırıl parlayan mavi sular, dün akşamüstü ani bir şiddetle sarsıldı. ABD Sahil Güvenliği'ne bağlı devriye ekipleri, uluslararası sularda -Dominik Cumhuriyeti'nin Puerto Plata kenti yakınlarında- 'şüpheli' olarak tanımladıkları bir tekneyi durdurmaya çalıştı. İşte her şey o anda başladı.
Resmi açıklamalara göre, tekne dur emrine uymayı reddetti. Hatta daha da kötüsü, devriye botuna doğru agresif bir manevra yaptığı iddia ediliyor. Bu, görevliler için son derece tehlikeli bir andı ve ne yazık ki ölümcül bir kararın tetiğini çekti. Sahil Güvenliği personeli, kendilerini korumak amacıyla -söylenenlere bakılırsa- ölümcül güç kullanmak zorunda kaldı.
Silahlar sustuğunda, ortaya trajik bir manzara çıktı. Teknede bulunan üç kişi, açılan ateş sonucu hayatını kaybetmişti. Bir diğer kişi ise yaralı olarak kurtuldu ve derhal tıbbi müdahaleye alındı. Olay yerine gelen yetkililer, incelemelerini sürdürürken, ölenlerin kimlikleri ve olayın tam olarak nasıl geliştiği hâlâ bir muamma. Dominikli yetkililer konuya müdahil oldu ve soruşturma başlattıklarını duyurdular.
Bu, bölgede benzeri görülmemiş bir olay değil maalesef. Geçtiğimiz ay, yine aynı bölgede, yine ABD Sahil Güvenliği'nin bir müdahalesi sonucu dört kişi hayatını kaybetmişti. Bu tekrarlanan şiddet olayları, uluslararası sulardaki güvenlik protokollerini ve ölümcül güç kullanımının sınırlarını bir kez daha tartışmaya açtı. Acaba bu tür müdahalelerde başka bir yol izlenemez miydi? Bu soru, birçok kesimde zihinleri kurcalıyor.
Bölge, uyuşturucu kaçakçılığı ve düzensiz göç gibi faaliyetlerin sıklıkla yaşandığı bir rota olarak biliniyor. Yetkililer, operasyonların genellikle bu tür yasa dışı faaliyetleri önlemek amacıyla düzenlendiğinin altını çiziyor. Fakat, sonu ölümle biten bu çatışmalar, operasyonel taktiklerin gözden geçirilmesi gerektiği yönünde ciddi eleştirilere de neden oluyor. İnsan hayatı her şeyden önce gelmeli, değil mi?
Dominik Cumhuriyeti makamları, olayla ilgili kendi soruşturmalarını yürütürken, ABD tarafından da konuyla ilgili detaylı bir açıklama bekleniyor. İki ülke yetkililerinin iş birliği içinde çalıştığı belirtiliyor, ancak yaşanan can kayıplarının ardındaki gerçeklerin ne zaman su yüzüne çıkacağı ise belirsizliğini koruyor. Aileler cevap bekliyor, kamuoyu ise hesap soruyor.