
Washington yönetimi, Latin Amerika'da yeniden dalgalanma yaratacak bir hamleye imza attı. Haberlere göre, binlerce ABD askeri ve sayısı tam olarak açıklanmayan ancak 'çok sayıda' olarak nitelendirilen savaş gemisi, Venezuela yönüne doğru harekete geçti. Bu devasa askeri yığınak, uluslararası diplomasi çevrelerinde hemen bir soru işareti oluşturdu: Hedef Venezuela mı?
Olay, birdenbire patlak verdi. Askeri nakliye uçakları ve deniz unsurları, neredeyse senkronize bir şekilde hareket etmeye başladı. Görgül tanıklar ve bölgedeki kaynaklar, olağandışı bir trafik olduğunu belirtiyor. Peki, bu kadar büyük bir kuvveti harekete geçirmek için ne gerekçe gösteriliyor? Resmi açıklamalar, her zamanki gibi 'rutin tatbikat' ve 'bölgesel istikrar' söylemlerine sığınıyor. Ama kimse bu cevapla ikna olmuş görünmüyor.
Krizin Arkasındaki Gerçek Nedenler
Venezuela, uzun süredir Washington ile olan gerilimli ilişkisiyle biliniyor. Petrol rezervleri, jeopolitik konumu ve iç siyaseti, sürekli olarak dış müdahale iddialarını beraberinde getiriyor. Bu son askeri hareketlilik, zaten gergin olan ilişkileri daha da sertleştirebilir. Bölge uzmanları, bunun sadece gözdağı vermekten mi ibaret olduğunu, yoksa daha somut bir planın parçası mı olduğunu tartışıyor.
— Askeri varlık göstermek, diplomasinin başka bir yolu, diyorlar bazıları. Ama gerçekten öyle mi? Tarih, böyle büyük çaplı hareketliliklerin genellikle 'sadece tatbikat' olarak kalmadığını gösteriyor.
Uluslararası Tepkiler Bekleniyor
Rusya ve Çin gibi Venezuela'ya destek veren ülkelerin, bu hamleye nasıl karşılık vereceği merak konusu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde olası bir gündem maddesi daha mi doğacak? Yoksa sessiz kalınıp, olayların akışı mı izlenecek? Cevabı zaman gösterecek, ancak şu an için hava oldukça gergin.
Sonuç olarak, Karayipler'de ve Güney Amerika kıyılarında yeniden beliren bu askeri bulutlar, bölge halkları ve küresel barış için endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Herkesin tek bir sorusu var: Sırada ne var?