Washington'a yapılacak olan o kritik ziyaret öncesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gelen açıklamalar adeta diplomatik çevrelerde şimşekleri çaktı. Durum öyle basit değil—her kelimesi özenle seçilmiş, her cümlesi stratejik hesapların ürünü.
"Bizim için öncelik her zaman milli menfaatlerimizdir" diyor Erdoğan, o meşhur kararlı ifadesiyle. Ve ekliyor: "Diplomasi masasında elbette esnek olacağız ama asla taviz vermeyeceğiz."
İkili İlişkilerde Yeni Bir Sayfa mı?
Şimdi düşünün—Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler son yıllarda inişli çıkışlı bir seyir izledi. F-35'lerden S-400'lere, Suriye'den YPG'ye kadar uzanan bir dizi hassas konu var masada. Erdoğan'ın bu ziyareti ilişkileri normalleştirme yolunda bir dönüm noktası olabilir mi? Belki de evet.
"Görüşmelerimizde tüm konuları açıkça masaya yatıracağız" diye vurguluyor Cumhurbaşkanı. "Karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde, her iki ülkenin de menfaatlerine uygun çözümler arayacağız."
Bölgesel Dengeler ve Küresel Etkiler
Ortadoğu'daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı, NATO'nun geleceği—tüm bu küresel meseleler görüşmelerin gündeminde olacak. Erdoğan'ın diplomasi arenasındaki denge politikası bu kez Washington'da sınanacak.
Bir de şu var: Türkiye son dönemde bağımsız dış politikasıyla öne çıkıyor. Batı ile Doğu arasında köprü rolü üstlenen Ankara, bu ziyaretle bu konumunu daha da güçlendirmeyi hedefliyor gibi görünüyor.
Sonuç olarak? Önümüzdeki günlerde Washington'da yaşanacak gelişmeler sadece ikili ilişkileri değil, bölgesel dengeleri de derinden etkileyecek. Erdoğan'ın kartları nasıl oynayacağı ise herkesin merakla beklediği bir sır.
