Washington'dan gelen son açıklamalar, uluslararası diplomasi arenasını bir kez daha salladı. Joe Biden'ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, İsrail'e silah verilmemesi konusunda oldukça sert ifadeler kullandı. Adeta bir diplomatik bombayı patlatan Sullivan'ın sözleri, Beyaz Saray'ın içinde bile şok etkisi yarattı.
"Bu konuda gerçekten çok güçlü argümanlar mevcut" diyen eski danışman, sözlerini şöyle sürdürdü: "İsrail'e yapılacak silah transferlerini askıya almak için elimizde son derece ikna edici sebepler var. Bu sadece benim kişisel görüşüm değil, bölgedeki birçok uzmanın da ortak kanaati."
Stratejik Denge ve Bölgesel Istikrar Endişeleri
Sullivan'ın üzerinde özellikle durduğu nokta, Ortadoğu'nun hassas güç dengesi oldu. Mevcut durumun zaten oldukça kırılgan olduğunu vurgularken, "Yeni silah sevkiyatlarının bu dengeyi altüst etme potansiyeli var" uyarısında bulundu. Aslına bakarsanız, bu endişeleri dile getiren ilk isim değil – fakat bu kadar net ve yüksek perdeden seslenmesi, birçok kesimde şaşkınlık yarattı.
Peki ya Biden yönetiminin tepkisi? Şimdilik sessizliklerini koruyorlar ama içerideki tartışmaların hararetle devam ettiği söylentileri dolaşıyor. Kim bilir, belki de Sullivan'ın bu çıkışı, içerideki bazı grupların sesini duyurma çabasından ibarettir.
Uluslararası Toplumun Bekleyişi
Ortadoğu'ya dair politikalar her zaman karmaşık olmuştur. Sullivan'ın bu açıklamaları, uluslararası ilişkilerde yeni bir tartışma kapısı araladı. Diğer ülkelerin – özellikle de Avrupa'nın – bu sözlere nasıl tepki vereceği merak konusu. Zira silah politikaları, diplomasinin en dikenli dallarından biri olagelmiştir.
Sonuç olarak, Jake Sullivan'ın bu cesur çıkışı, Washington-Ankara-Tel Aviv üçgenindeki ilişkileri yeniden masaya yatıracak gibi görünüyor. Önümüzdeki günlerde, bu konunun daha çok konuşulacağına şüphe yok.
