Buckingham Sarayı'ndan gelen son haber, kraliyet çevrelerinde adeta şok etkisi yarattı. III. Charles'ın tahta çıkışından bu yana beklenen hamle nihayet gerçekleşti - ve kimse bunun bu kadar sert olacağını tahmin edemezdi.
Prens Andrew artık 'Kraliyet Alayı'nın Onursal Albayı' değil. Aslında, hiçbir askeri unvanı kalmadı. Kral, kardeşinin tüm resmi görevlerine son verdi ve 'Kraliyet Hamiliği' sıfatını da geri aldı. Oldukça radikal bir karar, değil mi?
Epstein Skandalının Gölgesi
Jeffrey Epstein davası - o lanet olası isim tekrar karşımızda. Prens Andrew'un bu seks kaçakçısıyla olan bağlantıları, zaten uzun süredir kraliyet ailesinin baş ağrısıydı. Virginia Giuffre'nin cinsel saldırı iddiaları... Bütün bunlar prensin halk gözünde itibarını yerle bir etmişti.
Geçen yılki o ünlü BBC röportajı hatırlıyor musunuz? Prens'in o kadar tuhaf açıklamaları vardı ki, insan şaşırıp kalıyordu. Pizza Express'te olmak gibi o meşhur mazereti mesela - kimseye inandırıcı gelmemişti doğrusu.
Kralın Sert Duruşu
III. Charles'ın bu kararı, yeni kralın 'sıfır tolerans' politikasının net bir göstergesi. Artık eski usül gevşekliklere yer yok. Kraliçe Elizabeth dönemindeki o 'görmezden gelme' politikası tarihe karıştı.
Saray yetkilileri, bu kararın "Kral'ın devam eden rolünü destekleme taahhüdünün bir parçası" olduğunu söylüyor. Ne kadar diplomatik bir dil, öyle değil mi? Ama gerçek şu ki, Andrew artık kraliyet ailesinin çalışan bir üyesi değil.
Şu anki durumda Prens Andrew, sadece 'Duke of York' unvanını koruyor. Fakat bu unvanın da pek bir anlamı kalmadı açıkçası. Artık o, kraliyet ailesinin 'kara koyunu' olarak anılmaya devam edecek gibi görünüyor.
Halkın Tepkisi ve Gelecek
İngiliz halkı bu kararı nasıl karşılıyor? Sosyal medyada birçok kişi Kral'ın bu 'geç kalmış' hamlesini destekliyor. Bazıları ise bunun neden daha önce yapılmadığını sorguluyor.
Kraliyet uzmanlarına göre bu hamle, III. Charles'ın saltanatını şekillendirecek önemli bir dönüm noktası. Modern monarşi anlayışına uygun bir hareket - şeffaflık ve hesap verebilirlik vurgusu ön planda.
Peki ya Andrew? O şimdi Windsor'daki o malikanesinde, kraliyet korumaları olmadan yaşamaya devam edecek. Belki de bu, onun için bir çeşit sürgün sayılır. Ne dersiniz?
