
Amerikan siyasetinin en renkli ve öngörülemez ismi Donald Trump yine fırtınalar estiren bir açıklamaya imza attı. Eski başkan, adeta bir kahin edasıyla Ukrayna'nın geleceğine dair çarpıcı bir kehanette bulundu.
"Zamanı geldi" diyor Trump, sesinde o meşhur kendinden emin tonla. Sanki satranç tahtasında gizli bir hamle yapmışçasına gülümsüyor. Ona göre Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy, ister istemez Rusya'yla masaya oturacak. Kaçış yok, başka seçenek de.
Trump'ın Diplomasi Oyunu: Satranç mi, Poker mi?
Aslında Trump'ın bu sözleri sadece bir tahmin değil, adeta bir kader okuması gibi. Washington'daki kulislerde fısıltılar dolaşıyor - acaba Trump, Biden yönetiminin Ukrayna politikasını dolaylı yoldan eleştiriyor olabilir mi? Ya da kendi olası ikinci dönemi için zemin mi hazırlıyor?
Şunu unutmamak lazım: Trump, Putin'le her zaman diğer Batılı liderlerden farklı bir ilişki kurdu. Kimi zaman eleştirdi, kimi zaman övdü. Bu tutarsızlık aslında onun diplomasideki en büyük silahı olabilir mi? Kim bilir...
Zelenskiy'in İmkansız Denklemi
Ukrayna tarafına bakacak olursak, Zelenskiy için durum gerçekten iç açıcı değil. Batı'dan gelen askeri yardımlar yavaşlıyor, ülke içinde savaş yorgunluğu had safhada. Trump'ın bu açıklaması, Kiev'de nasıl karşılanır acaba?
Bir yanda toprak bütünlüğünden taviz vermeme iradesi, diğer yanda bitmek bilmeyen bir savaşın yükü. Zelenskiy tam anlamıyla bir ikilemin ortasında. Trump'ın dediği gibi, belki de gerçekten masaya oturmaktan başka çare kalmayacak. Ama hangi koşullarla?
Bu arada, Trump'ın seçimleri kazanması durumunda Washington'ın Ukrayna politikasında radikal bir değişim beklenebilir. Belki de Trump, Putin'e diğer Batılı liderlerden farklı şartlar sunacak. Kim bilir, belki de barış için beklenmedik bir kapı aralanacak.
Sonuç olarak, uluslararası diplomasi arenasında yeni bir gerilim dalgası daha başlıyor. Trump'ın sözleri sadece bir kehanet mi, yoksa geleceği şekillendirmeye yönelik stratejik bir hamle mi? Cevabı önümüzdeki aylar gösterecek.