
Dünya siyaset sahnesinin en renkli ve tartışmalı isimlerinden Donald Trump, Beyaz Saray'daki günlerinden bu yana süregelen bir alışkanlığıyla yine gündemde. Eski başkan, adeta modern bir Kral Midas'a dönüşmüş durumda - dokunduğu her şeyi altına çeviren efsanevi kral gibi.
Peki ne yapıyor Trump? Beyaz Saray'ın dekorasyonundan kişisel eşyalarına kadar neredeyse her şeyi altın rengiyle donatma konusunda inanılmaz bir ısrar sergiliyor. Bu durum, kendisiyle görüşen yabancı devlet başkanlarını ve diplomatları hayrete düşürüyor.
Altın Kaplama Detaylar
Odalardaki perdeler, mobilyalar, hatta bazı ofis eşyaları... Hepsi o karakteristik altın renginin hakim olduğu bir tarzla bezenmiş. İnsan ister istemez merak ediyor: Acaba bu kadar altın rengi göz yormuyor mu? Ama görünen o ki Trump için bu bir estetik tercihten çok daha fazlası.
Bir tanıdığın dediğine göre, "Trump için altın, başarı ve gücün en somut ifadesi." Bu düşünce tarzı, onun iş dünyasındaki günlerinden derin izler taşıyor. New York'taki gökdelenlerinden lüks otellerine kadar her şeyde bu tutkuyu görmek mümkün.
Uluslararası Tepkiler
Yabancı liderlerin bu "altın kaplama" Beyaz Saray deneyimine nasıl tepki verdiğini soracak olursanız - cevap oldukça ilginç. Bazıları bu gösterişi abartılı bulurken, diğerleri bunu Trump'ın kendine özgü tarzının bir parçası olarak görüyor.
Avrupalı bir diplomatın söyledikleri kulaklarda yankılanıyor: "İlk ziyaretimde gözlerime inanamadım. Sanki bir kralın sarayındaymışım gibi hissettim." Bu yorum, aslında durumu özetler nitelikte.
Öte yandan, bazı analistler bu tercihin arkasında daha derin bir psikolojik motivasyon olduğunu düşünüyor. Gösterişli ve dikkat çekici olan her şeye olan bu düşkünlük, belki de halkla ilişkiler konusundaki o ünlü dehasının bir yansıması.
Midas Sendromu Gerçek mi?
Peki ya "Midas Sendromu"? Bu terim, özellikle Trump'ın başkanlık döneminde sıkça gündeme geldi. Efsaneye göre Kral Midas, dokunduğu her şeyi altına çevirme yeteneği için tanrılardan bir dilek tutmuş - ama bu dilek sonunda bir lanete dönüşmüş.
Trump'ın durumunda ise - altın rengine olan bu takıntının diplomatik ilişkilere etkisi merak konusu. Bazı uzmanlar, bu aşırı lüksün uluslararası diplomaside olumsuz izlenimler yaratabileceğini savunuyor.
Ama şu da var: Trump'ın seçmen kitlesi genellikle bu gösterişli tarzı bir güç göstergesi olarak yorumluyor. Belki de bu, kasıtlı bir imaj çalışmasından ibaret.
Sonuç olarak, Trump'ın altın tutkusu sadece bir dekorasyon tercihinden çok daha fazlasını temsil ediyor. Bu, onun kişiliğinin, iş dünyasındaki geçmişinin ve dünyayı nasıl gördüğünün renkli - hem de altın renginde - bir yansıması.
Peki sizce bu tarz bir lüks gösteriş, uluslararası diplomaside işe yarar bir strateji mi? Yoksa gereksiz bir dikkat dağınıklığı mı? Cevap, baktığınız perspektife göre değişiyor galiba.