
Beyaz Saray'da hava bugünlerde alışılmadık derecede elektrikli. Öyle ki, koridorlarda dolaşan yetkililerin yüzündeki o tedirgin heyecan, önemli bir buluşmanın yaklaştığını haber veriyor adeta.
Donald Trump – evet, o meşhur öngörülemezliğiyle tanınan isim – bu sefer beklentisini gizleme gereği bile duymuyor. "Sabırsızlıkla bekliyorum" diyor, kelimeleri seçerken alışılmadık bir içtenlikle. Sanki yıllardır görmediği bir dostunu bekliyormuşçasına bir havası var.
Peki neyin bekleyişi bu? Cevap: Recep Tayyip Erdoğan'la gerçekleştireceği zirve. Eylül'ün 19'u, yani önümüzdeki cuma günü, dünya siyaset sahnesinin gözleri Washington'a çevrilecek. Orada, o tarihi binada, iki lider el sıkışacak.
Detaylar Yavaş Yavaş Su Yüzüne Çıkıyor
Trump'ın açıklaması, her zamanki gibi sürprizlerle dolu. Beklentiyi tırmandırmak için elinden geleni yapıyor. "Türkiye çok önemli bir müttefikimiz" vurgusu ise, ilişkilerin seyrine dair ipuçları veriyor. Kim bilir, belki de bu zirve, son dönemde gerginleşen bazı konuları yumuşatma fırsatı olacak.
Diplomatik çevreler ise adeta bir arı kovanı gibi. Herkes şu sorunun peşinde: Gündemde tam olarak neler var? Doğu Akdeniz'deki gerilim mi? Yoksa Suriye'nin kuzeyindeki denklem mi? Belki de F-35 krizi masaya yatırılacak. Kesin olan bir şey var: Konuşulacak çok şey var.
Trump'ın bu denli istekli ve heyecanlı oluşu, bazı analistleri de şaşırtmış durumda. Normalde daha mesafeli durduğu uluslararası zirveler için bu kez farklı bir dil kullanıyor. Acaba arka planda neler dönüyor? Belki de ekonomik iş birliği için yepyeni kapılar aralanacak.
Beklentiler ve Olası Sonuçlar
Zirveden beklentiler oldukça yüksek. İki ülke arasındaki ticari hacmin artırılması, savunma sanayi iş birliklerinin derinleştirilmesi ve bölgesel sorunlara ortak çözüm arayışları masadaki ana başlıklar gibi görünüyor.
Ancak şunu unutmamak lazım: Diplomasi, öngörülemeyen sürprizlere açık bir sahne. Trump'ın son dakika hamleleri veya Erdoğan'ın beklenmedik bir önerisi her şeyi değiştirebilir. Sonuçta, bu iki lider de siyasetteki 'oyun kurucu' kimlikleriyle tanınıyor.
Cuma günü, sadece bir zirve olmayacak. Aynı zamanda uluslararası ilişkilerde yeni bir sayfanın açılıp açılmayacağına dair önemli bir işaret verecek. Tüm dünya, Beyaz Saray'dan çıkacak o ilk fotoğrafı ve açıklamaları bekliyor olacak.