Dünya siyaset sahnesinin en renkli ve en öngörülemez isimlerinden Donald Trump, yine herkesi şaşırtacak bir açıklamaya imza attı. Eski başkan, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla Hamas liderliğine adeta ateş püskürdü.
"Artık yeter!" diye haykıran Trump'ın sözleri gerçekten de oldukça netti. Hamas'ın elinde tuttuğu iki Amerikalı vatandaşın 48 saat gibi kısa bir süre içinde serbest bırakılmasını talep etti. Yoksa -kendi deyimiyle- "işler çok ciddi bir hal alacak" gibi görünüyor.
Kritik Zamanlama ve Gerilim Yüklü İfadeler
Trump'ın bu çıkışı, bölgedeki gerilimin tırmandığı tam da şu günlerde geldi. İnanın, siyaseti yakından takip edenler için bu hiç de sürpriz sayılmazdı. Adam zaten hep beklenmedik hamleler yapmasıyla ünlü değil mi?
Şöyle diyordu eski başkan: "İki masum Amerikalı vatandaşımız derhal özgür bırakılmalı. Onlara 48 saat mühlet veriyorum. Bu süre dolduğunda eğer hala serbest bırakılmamışlarsa, biz de gerekeni yapmakta tereddüt etmeyeceğiz."
Peki neydi bu "gereken"? Trump detay vermekten kaçındı ama diplomasi dilinde böyle açıklamalar genellikle askeri operasyonların habercisi oluyor. En azından tarih bize bunu söylüyor.
Beyaz Saray'dan Sessizlik, Hamas'tan Tepki
İlginç olan şu ki, mevcut Biden yönetimi Trump'ın bu açıklamalarına şimdilik sessiz kalmayı tercih etti. Bu sessizlik, Washington'daki iç politika gerilimlerini de gözler önüne seriyor aslında.
Hamas tarafından ise kısa ama anlamlı bir yanıt geldi: "Dış müdahalelere boyun eğmeyiz." Tabii bu, Trump'ın ültimatomunun reddedildiği anlamına geliyordu. Yani 48 saatin sonunda ne olacağını hep birlikte göreceğiz.
Ortadoğu'da gerilim zaten tavan yapmış durumda. Trump'ın bu hamlesi, yangına benzin dökmekten farksız gibi görünüyor. Ama kim bilir, belki de bu tür baskılar bazen işe yarıyor - en azından Trump'ın kendi düşüncesi bu yönde.
Rehinelerin Akıbeti Merak Konusu
İki Amerikalı rehinenin kimliği ve nasıl esir düştükleri konusunda net bilgiler yok. Ancak bölgedeki kaynaklar, bunların sivil vatandaşlar olabileceğini düşündürüyor.
Trump'ın bu kadar net bir ültimatom vermesi, arka planda bazı istihbarat bilgilerine sahip olduğunu da akıllara getiriyor. Yoksa körlemesine böyle bir riski göze alır mıydı? Bence almazdı.
Önümüzdeki iki gün, bölge diplomasisi açısından kritik önem taşıyacak gibi görünüyor. Her iki taraf da geri adım atmazsa, Ortadoğu'da yeni bir krizin eşiğine gelebiliriz. Ki bölgenin daha fazla gerilime ihtiyacı olduğunu sanmıyorum, sizce de öyle değil mi?
Sonuç olarak, Trump yine bildiğimiz Trump'tı. Sessiz sedasız durmayı sevmiyor, her zaman gündemi belirlemek istiyor. Bu seferki hamlesinin nelere mal olacağını ise zaman gösterecek. Ama şunu söyleyebilirim ki, uluslararası ilişkilerde böyle açıklamalar genellikle iyi sonuçlanmıyor. En azından tarih bize bunu öğretiyor.