Batı Afrika'nın bu gözden uzak köşesinde gökyüzü adeta boşaldı. Öyle bir yağmurun altında kaldı ki toprak, artık dayanamadı. Ve işte şimdi, Mali'de acı gerçekle yüzleşiyoruz - sel suları çekilirken ardında derin bir insani trajedi bıraktı.
Resmi rakamlara göre -ki bunlar buzdağının sadece görünen kısmı belki de- hayatını kaybedenlerin sayısı 63'e ulaştı. Her bir sayı, aslında bir ailenin yıkılışı demek. Kayıplarımız var hala, bulunamayanlar... Bu bekleyişin verdiği ıstırap ise kelimelerle anlatılamaz.
Evler Yıkıldı, Hayatlar Altüst Oldu
Binlerce insan, bir gecede evsiz kaldı. Düşünsenize, hayatınızın tüm birikimi bir anda suya karışıyor. Fotoğraflar, albümler, anılar... Hepsi o çamurlu suyun içinde kaybolup gitti. Yetkililerin açıklamalarına göre durum gerçekten vahim.
Ülkenin güney bölgeleri özellikle ağır darbe aldı. Sanki doğa, oraya özel bir öfke besliyor gibiydi. İnsanlar çatılara sığınmak zorunda kaldı, bazıları ise suların önünde kaçmaya çalışırken can verdi.
Uluslararası Topluma Sessiz Çığlık
Mali hükümeti, bu korkunç felaketin ardından uluslararası topluma yardım çağrısında bulundu. Ama şunu sormadan edemiyor insan: Bu çağrılar ne zaman gerçekten duyulacak? Afrika'nın çektiği acılar neden hep ikinci planda kalıyor?
Yardım kuruluşları bölgeye ulaşmaya çalışıyor ancak -itiraf etmeliyim- yolların durumu, erişimi neredeyse imkansız hale getiriyor. İnsani yardım konvoyları çamur deryasında ilerlemeye çalışıyor ama her kilometre bir zafer adeta.
Sağlık ekipleri, salgın hastalık riskine karşı uyarıda bulunuyor. Temiz su sıkıntısı had safhada. İnsanlar, kirli suyu içmek zorunda kalmanın bedelini ne yazık ki hastalıkla ödeyebilir.
İklim Değişikliğinin Acı Yüzü
Bu felaket bize bir kez daha gösterdi ki iklim değişikliği artık uzak bir tehdit değil. Özellikle Afrika ülkeleri, sanayileşmiş ülkelerin yol açtığı bu sorunun bedelini ağır ödüyor. Adil mi sizce?
Mali gibi ülkeler, iklim değişikliğine en az neden olanlar arasında. Ama en ağır faturayı onlar ödüyor. Bu çelişki, uluslararası toplumun yüzleşmesi gereken acı bir gerçek.
Yerel yetkililer, afet bölgelerinde acil durum planlarını devreye aldı. Ancak kaynakların yetersizliği, çabaları sınırlıyor. Uluslararası yardım olmadan bu krizi aşmaları neredeyse imkansız görünüyor.
Felaketin boyutları o kadar büyük ki -inanın abartmıyorum- toparlanmanın yıllar alacağını söyleyebilirim. Evler yeniden inşa edilebilir belki, ama kaybedilen hayatların acısı asla dinmeyecek.
Bu trajedi, hepimizin insanlık adına sorumluluk alması gerektiğini hatırlatıyor. Mali halkı yalnız bırakılmamalı. Unutmayalım ki doğal afetler sınır tanımaz - bugün onların başına gelen, yarın başka bir ülkenin kapısını çalabilir.